Bakanlık önünde Boyabat'a maden ocağı protestosu 2025-09-22 16:11:10   ANKARA - BOY-ÇEP üyeleri, Boyabat'ta bakır madeni arama çalışmasının yapılmasını Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde protesto etti.    Boyabat Çevre Platformu (BOY-ÇEP), Eti Bakır A.Ş.'in Sinop'un Boyabat ilçesinde başlatmak istediği bakır madeni projesinin İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) Toplantısı'na ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamada "Toprağımızı vermiyoruz" ve "Maden yaşatmaz Boyabat maden istemiyor" pankartı açıldı. Açıklamada, sık sık "Toprağımız vermiyoruz" ve "Doğa olmadan yaşam olmaz" sloganları atıldı.    Burada açıklama yapan BOY-ÇEP Sözcüsü Bilal Tığlı, 196 futbol sahasına denk gelecek alanda hayata geçirilmek istenen projenin tam olarak doğa katliamına yol açacağını söyledi. Projenin 6 köyün tarımsal sulamasını, Boyabat'ın içme suyu havzasını ve Gökırmak Nehri ile birlikte bağlandığı Kızılırmak havzasını tehdit edeceğini söyleyen Tığlı, projenin hayata geçmesi durumunda 20 yıl boyunca her yıl 13 milyon 250 bin ton toprak kütlesinin yer değiştireceğini söyledi. Tığlı, "Bakır cevheri alındıktan sonra 3 milyon 700 bin ton kimyasal ve ağır metaller içeren atık ise açık havada havuzlarda depolanacaktır. İlk aşamada 250 bin ağaç kesilerek doğa katledilecektir. Öyle ki; orman ekosistemini salt ağaçlarda ibaret gören bu anlayış, bir ormanı yok etmenin bir yaşam alanını ve çevresini yok etmek olduğunu saklar ve lütfedercesine yerine yeni aynı sayıda fidan dikeceğini taahhüt ediyor" diye konuştu.    NEDEN PORJEYE KARŞI OLDUKLARINI ANLATTI   Tığlı, açılması planlanan maden işletmesine karşı olmalarının nedenlerini şöyle sıraladı: "Bizler madenciliğe karşı değiliz; su havzalarında, tarım alanlarında, meralarda, zeytin bahçelerinde, sulak alanlarda, kıyı alanları ile koruma alanlarında yapılan madenciliğe karşıyız. Bizler, DSİ’nin başvuru dosyasında yeterli bilgi ve belge olmadığı için teknik elemanların dahi riskleri belirleyemediği bir madene karşıyız. Bizler, yapılmayan ama yapılmış gibi gösterilen, ‘Halkın Katılımı ve Bilgilendirilmesi Toplantısı’ adı altında oluşturulan sahte tutanaklara karşıyız. Bizler, halkın katılımı sanki istenmemiş gibi gösterilerek, sahada değil ofislerde tutulan ve idare ile hukuku yanıltan tutanaklara karşıyız. Bizler, madencilik faaliyetleri uygun alanda yapılsa dahi, ÇED dosyasında belirtilen risklere karşı alınacak tedbirlerin bağımsız şirketler ve STK’lar tarafından denetlenmemesine karşıyız. Bizler, tespih taneleri gibi dizilen madenlerle bir coğrafyanın toptan katline karşıyız. Bizler, halkın sağlığı, çocuklarımızın geleceği ve doğanın bütünlüğü yerine, bir şirketin çıkarlarının dayatılmasına karşıyız. Bizler, Cengiz Holding’in Kastamonu Küre ve Hanönü’nde, Kazdağları’nda ve Kaçkarlarda yaptığı kıyımları Boyabat’ta da yapmak istemesine karşıyız. Bizler, Gökırmak havzasının pirincinin ve Boyabat halkının sağlıklı içme suyu hakkının, bakırdan çok daha değerli olduğuna inanıyoruz."