Adalet Kaya: Çiftçiler ürünlerini çöpe atıyor 2025-11-24 21:35:32   ANKARA - Çiftçilerin yaşadığı sorunlara dikkati çeken DEM Partili Adalet Kaya, çiftçilerin ürettiği ürünlerin değer bulmadığı için çöpe atmak zorunda kaldıklarını söyledi.   Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı kurumların bütçe teklifinin görüşmeleri Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Görüşmelerde söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn  Milletvekili Kamuran Tanhan, bakanlığa ayrılan bütçenin halkın çıkarını gözetmediğini ve tarımsal kalkınmaya uygun olmadığını söyledi.   Tanhan, “Aksine, denetimsiz, usulsüzlükler ve yandaş kayırmacılıklarla heba edildiğini göstermektedir. Tarım Kredi Kooperatifinde denetimsizlik ve usulsüzlük iddiaları had safhada. Tarım Kredi Kooperatifi çiftçinin en önemli destek kuruluşu olması gerekirken adı maalesef sürekli yolsuzluklarla, usulsüzlük iddialarıyla gündeme geliyor. Usulsüz işlemlerle çiftçilere hayvan verilmiş gibi gösterilerek kredi kullandırıldığı iddiaları var. Denetleme yükümlüsü olan bölge birlikleri yetkilileri ve üst kademe isimlerinin sorumlu tutulmadığı ifade ediliyor, diğer sorumluların aklanma istediğine dair şüpheler ortaya çıkıyor. Bu durum, bu kurumun denetim mekanizmalarının işlevsiz olduğunu, hatta bilinçli olarak işletilmediğini düşündürmektedir” dedi.   ‘YAĞMA DEVAM EDİYOR’   Êfrîn’de yapılan zeytin katliamı ve zeytinlerin getirilip Türkiye’de zeytinyağı yapılmasına işaret eden Tanhan, “Afrin'de yaşanan sistematik yağma süreci 2018'den beri bu yağmanın devam ettiğini gösteriyor. Türkiye'nin en önemli zeytinyağı ihracat kaleminden birine dönüşmüş durumda. Yerel kaynaklar en az 2,1 milyondan fazla zeytinin kesildiği yönünde ve Türkiye'ye odun olarak satıldığını ifade ediyor. Bir diğer husus da ekokırımla ilgili. Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlaması için bir çalışmanız var mı bu ekokırımla ilgili? Şubat 2024'te Erzincan İliç maden felaketi dünyanın en büyük insan kaynaklı afetlerinden biri olmuş ve tüm Fırat havzasını etkilediği ifade ediliyor. Bunun gibi, böyle olayların yaşanmaması için önlem almayı düşünüyor musunuz? Yine, Türkiye Biga Yarımadası ve Kuzey Ege'yi kaplayan 1 milyon 697 bin 62 hektar alanın -yani Kaz Dağları yöresi olarak tanımlanıyor- bu ormanlık alanın yüzde 80'inin maden sahası olarak ruhsatlandırıldığı ifade ediliyor. Bakanlığınız bu maden sahalarına ruhsat verdi mi, olumlu görüş bildirdi mi” diye sordu.   ‘YOK OLMA İLE YÜZYÜZE’   Şirnex, Cizîr ve Cudî’deki orman yangınlarına da işaret eden Tanhan, “Bu süreçte orman yangınlarına yöre halkı kendi imkânlarıyla müdahale etmeye çalışmış ancak resmî kurumların hem müdahale etmekte geciktiği hem de yurttaşların çabalarını engellediği ifade edilmiştir. Resmî verilere göre Şırnak'ın yüzde 44'ünün ormanlık alan olduğu ifade edilmiştir. Yangınlar ve sistematik ağaç kesimleri nedeniyle sadece 2021 yılının Şubat ve Eylül aylarında, yedi aylık süreçte yüzde 8'lik bir orman kaybı yaşanmıştır. Derik zeytinlerinin tescili noktasında, biliyorsunuz, dünyaca ünlü Mardin Derik zeytinlikleri var ama madenciliğe heba ediliyor bunlar. Bu tür yerel ürünlerin korunması ve gelişmesi için aslında Bakanlığınızın desteklemesi gerekirken ne yazık ki bilinçli veya bilinçsiz olarak orman veya maden alanlarının açılmasıyla bu ürünler yok olmayla yüz yüzedir” ifadelerini kullandı.   'ÇİFTÇİ KAN AĞLIYOR'   Söz alan DEM Partili Adalet Kaya ise bakanlığın hazırladığı bütçe teklifi ile çiftçiyi tarımdan koparmaya çalıştığını ifade etti. Adalet Kaya, “Gıda konusundaki güvenliği gittikçe azaltan, kırılgan hâle getiren neoliberal politikaların devamı niteliğinde teklif. Bu bütçe çiftçiyi değil ne yazık ki sermayedarı ve ithalat lobilerini destekleyecek bir bütçe olmuş, onları gözeten bir bütçe olmuş. Türkiye tarımı bugün iktidarın yanlış politikaları sonucu üreticisiz, borçlu ve ithalata dayalı bir yapıya mahkûm olmuştur. Hükûmetiniz çiftçiyi tefecilere ve bankalara bağımlı hâle getirdi Sayın Bakan. BDDK'nin 2025 verilerine baktığımız zaman, çiftçilerin bankalara olan borçları 1 trilyon 94 milyar lirayı aşmış durumda. Yine, takipteki borçlar bir yılda yüzde 109 artmış. 500 traktör ve 10 bin tarla haczedilmiş. SGK ve vergi borcu olan çiftçiler Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifinden kredi dahi alamıyorlar. Bu boşluğun temel nedenine baktığımız zaman elbette ki enflasyonun çok büyük bir etkisi var ve kontrolsüz girdi maliyet artışları. Mazotun litre fiyatı 2002'den bu yana 40 kat artmış, gübrenin ise yüzde 200 oranında bir artış göstermiş” ifadelerini kullandı.   ‘ÇİFTÇİLER ÜRÜNÜNÜ ÇÖPE ATIYOR’   Adalet Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi, 2025 Temmuz ayında Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi'ndeki artış yüzde 134'le genel enflasyonun çok üzerinde seyretmiş, gübrede yüzde 50,2; yem ve tohumda da yüzde 35 civarında bir artış yaşandığı görülüyor. Şimdi, girdi maliyetleri, enflasyonu geçtiği için çiftçi üretimden kopma noktasına geldi. Yani çiftçiye reva gördüğünüz desteğe baktığımız zaman yine bu da karşılamıyor, o da yüzde 27 oranında yani yine o da denk gelmiyor. Dolayısıyla, Sayın Bakan, 2026 destekleri 2027'de ödeniyor yani çiftçi bu desteği geç aldığı için enflasyon karşısında bu da eriyor, eline geçen hiçbir şey olmuyor. Bütün bunları değerlendirdiğimizde, emeğiyle ürettiği ürünleri değer bulmadığı için ne yazık ki çöpe atan çiftçiler var.”