Kadınlar Amed’den haykırdı: Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz 2025-11-25 16:32:39 AMED – TJA öncülüğünde Amed’de yapılan yürüyüşte, “Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz" mesajı verildi.  Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) öncülüğünde, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yürüyüş gerçekleşti. Eski Cezaevi önünden Ofis Semti’nde bulunan AZC Plaza önüne doğru “Demokratik Toplumla Şiddetsiz Özgür Yaşama” şiarıyla gerçekleştirilen yürüyüşe, siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Katledilen üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ailesi de yürüyüşe katıldı.     Katledilen kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınlar, “Bi civaka demokratîk ber bi jiyana azad a bê tundî ve”, “Kadınların ölmediği bir ülke hayal değil, siyasi bir irade meselesi”, “Rojin’e uzanan eller kırılsın”, “Eşitlik dilde başlar, dilde normalleşir”, “Kadın kırımına hayır”, “Kadın yoksulluğu politiktir”, “Li hembere tundiyê em jiyana azad rexistin dikin”, “Em bi jin, jiyan, azadî xwe dıparêzin”, “Eğer bu saldırıların birinci hedefiysek, o zaman en önde direnenler bizler olmalıyız”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” ve “Kadınların barışı özgür yaşamı savunmaktır” döviz ve pankartları ile yürüdü. Alkış ve zılgıtlarla yürüyen kadınlar, sık sık, “Jin, jiyan, azadî”, “Jin, jiyan, Kurdistan”, “Bijî berxwdana jinan”, “Bijî tekoşina jinan”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Jin jiyan azadî, azad bike Rebertî” ve “Bijî Serok Apo” sloganları attı.    Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyesi kadın gazeteciler de “Ji tundiya li ser jinên rojnameger re na, çapemeniya azad nayê bê dengkirin" pankartı ve katledilen Kürt gazetecilerin fotoğraflarıyla yürüyerek, sık sık “Özgür basın susturulamaz” sloganı attı.    Kadınlar yürüyüş sırasında katledilen kadınların adını sıralayarak, “Burada” diye seslendi. Alkış, zılgıt ve sloganlarla AZC Plaza önüne varan kadınlar adına açıkla yapan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed İl Eşbaşkanı Ruçem Vefa Elyakut, katledilen kadınların isimlerini sıralayarak, mücadelelerini sahiplendiklerini kaydetti. Devlet şiddetinin her yerde olduğuna dikkat çeken Ruçem Vefa Elyakut, kadınların her yerde mücadele ettiğini belirtti. Ruçem Vefa Elyakut, “Bu hükümet sistematik politikalarla karanlığa itiyor.  Bu şekilde tacizi, tecavüzü arttırıyor. Erkek şiddetine karşı tedbir almıyorlar. Kadın katliamlarında yasalardaki maddelerini uygulamıyor. Kadınları eve sınırlıyor” tepkisinde bulundu. Ruçem Vefa Elyakut, sonrasında talepleri sıraladı.    ‘MÜCADELE EDİNCE GERÇEĞİ AÇIĞA ÇIKARABİLİYORUZ’   Rojin Kabaiş’e Adalet Komisyonları kısa bir açıklama yaptı. Açıklamada “Rojin’in şüpheli ölümünü aydınlatmak için çabaladık, her yöntemi denedik. Sesimizi kısmak istediler ama başaramadılar” dedi.    Ardından söz alan TJA aktivisti Sebahat Tuncel, 25 Kasım’ın tarihine ve önemine değindi. Katledilen kadınların isimlerini sıralayan Sebahat Tuncel, bu katliamlarının hepsinin politik ve erkek-devlet ortak işbirliğiyle gerçekleşen katliamlar olduğunu kaydetti. Sebahat Tuncel, “Sadece devlet şiddeti değil, aynı zamanda bununla beslenen erkek şiddetiyle karşı karşıyayız. Her gün şüpheli kadın ölümleri karşımıza çıkıyor, kadın katliamları yaşanıyor. Bu cinayetlerin hepsi erkek egemen sistemden kaynaklı. Rojin Kabaiş için intihar ettiği söylendi. Ortaya çıktı ki erkek tarafından katledilmiş, hala failleri meçhul. Narin’in faili hala meçhuldür. Gülistan Doku hala kayıp, failleri hala belli değil. Kadınlar her gün katlediliyor. Aslında biz failleri biliyoruz. Erkek egemen sistemden beslenen erkeklerdir. Bunlar bilerek, isteyerek katlediyor. Bu katliamlara karşı durmak boynumuzun borcu, buna karşı çıkmak görevimiz. Şiddet bütün toplumu sarmış. Mêrdîn’de anne-baba, 5 yaşındaki çocuk katlediliyor. Riha’da bir çocuk yanarak canını verdi. 6 kadın diri diri yandı. Nasıl bir toplum haline geldik? Çocukları kadınları katleden zihniyet kabul edilebilinir mi? Kürt halkı yıllardır demokrasi, özgürlük mücadelesi veriyor. Özgürlüğün olduğu yerde kadınların yaşam hakkının ihlal edilmesi kabul edile bilinir mi? Sadece katledenler suçlu değildir, failleri açığa çıkarmayan, yargılamayan, sessiz kalan herkes suçludur. Kürdistan’da her yerde şiddetle karşı karşıyayız. Bu kabul edilemez. Sayın Öcalan bir görüşmesinde, ‘Çöplüğe dönmüş bir toplumsal gerçeklik’ diyordu. Kapitalizm insanları bu hale getirdi. Biz bunu kabul edemeyiz. Yanı başımızda kadınlar, çocuklar katledilirken, failleri kaybolurken bununla yaşayamayız. Bununla yaşamak demek bu çürümeye, yozlaşmaya ortak olmak demektir. Fuhuş, uyuşturucu, taciz, tecavüz toplumu çürütmüş durumda. Biz TJA olarak artık yeter diyoruz. Bütün bunlara karşı direneceğiz ve kazanacağız. Başka şansımız yok” ifadelerini kullandı.    ‘DEMOKRATİK TOPLUMU İNŞA EDECEĞİZ’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 25 Kasım vesilesiyle gönderdiği mesajındaki, “İnsanlığın sırtındaki erkek egemen hançer çıkarılmadıkça yeni bir toplum kuramayız, kadınlar özgür olmadıkça yeni bir toplum kuramayız” sözlerine işaret eden Sebahat Tuncel, “Gerçekten insan öfkeleniyor. Kardeşler birbirini öldürüyor, çocuklar birbirini öldürüyor, anne-baba çocuklarını öldürüyor. Bu kabul edilemez. Kimsenin bunu kabul etmemesi gerekir. Biz o yüzen sokaklardayız. Artık yeni bir toplum inşa edeceğiz. Demokratik toplumu kadın özgürlüğüyle inşa edeceğiz. Artık tabut taşımak istemiyoruz. Artık demokratik bir toplumda, barışçıl bir toplumda yaşayacağız” diye belirtti.     ‘ŞİDDET KADERİMİZ DEĞİL’   Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dikkat çeken Sebahat Tuncel, kadınların erkek egemenliğine karşı çıkarken, aynı zamanda barış için mücadele ettiklerini kaydetti. Sebahat Tuncel, “Bugün Ortadoğu’da, Kürdistan’da ve Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Komisyonun İmralı’ya gitmesi önemli ve tarihi süreçtir. Komisyonun tarafları dinleme ve yasal düzenleme yapma sorumluluğu vardır. Dinleme Sayın Öcalan’la tamamlandı. Kadınları koruyan yasalar yok, yasalar erkekleri koruyor. Yasalar çıkarken mutlaka kadın özgürlüğünü esas alan demokratik özgürlükçü yasalar olmalıdır. Barış ortamında özgürce yaşamak istiyoruz. Şiddet, ölüm, savaş bizim kaderimiz değil. Savaşsız, şiddetsiz, sömürüsüz güzel günler göreceğimize inanıyoruz” vurgusunda bulundu.     ‘JIN, JIYAN, AZADÎ DURUŞTUR’   Son olarak söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, en büyük şiddetin dil üzerinde olduğunu belirtti. Ayşegül Doğan, Kürt kadınlarının, annelerinin bu noktadaki mücadelesine işaret ederek, bu mücadelenin boşa gitmediğini söyledi. Artık kalıcı bir barış istediklerinin altını çizen Ayşegül Doğan, şöyle konuştu: “Bugün hiç kimse baskı altında olmasın, kardeşlik,  özgürlük, demokrasi, barış olsun diyoruz. Kürt Kimliğimize, Kürt kadın kimliğimize saldırı oldu. Kabul edilmedik,  dilimiz kabul edilmedi. Toplumu katlettiler fakat kadınlar hedef alındı.  Neden kadınlar hedef alındı? Kadınlar fedakar, direnişçi ve öncü bir ruhla topluma öncülük etti. Toplumu kendiyle değiştiriyor. Kadınlar karar verdiğinde kimse onların kararı önünde duramıyor. Bunda kaynaklı, ‘Jin, jiyan, azadî’ sadece slogan değil. Bir duruştur. Şiddete karşı bir duruştur. Haksızlığa, zulme karşı bir duruştur.”   Ayşegül Doğan, “Çok işimiz var, toplum çok daha fazla çürütmek istiyorlar. Hazırlıklı olmamız lazım. Yeni yaşamın inşası için, mücadele için hazırlıklı olmamız gerekiyor. Birliğimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Yolumuz uzun. Emek, sabır, mücadele lazım” dedi.    Açıklama, alkış, zılgıt ve sloganlarla son buldu.