2025'te siyasetin gündemine 'süreç' damgasını vurdu 2025-12-30 09:07:31   ANKARA - Türkiye siyasetinin ezber bozan gelişmelerle girdiği 2025'te siyasetin temel gündemi, Kürt sorununun çözümü ve bununla bağlantılı gelişmeler oldu.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 2024'ün sonunda yaptığı çağrının yankısıyla girilen 2025 yılı, çok yönlü gelişmelere sahne olan bir yıl oldu. Abdullah Öcalan'ın 23 Ekim 2024'te "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" ifadeleri, Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmesi umudunu 2025'e de taşıdı. Ancak AKP ve Meclis'te peş peşe yaptığı çıkışlarla süreçte önemli bir rol üstlenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin süreç kapsamındaki sorumluluklarını erteleyen tutumu, sürecin siyasi ve hukuki zemininin hazırlanmasına başlanamadı. AKP ve MHP'nin söylem ve icraatları arasındaki uçurum, bu yıl içinde yapılan kamuoyu araştırmalarına da yansıdı. Kamuoyu yoklamalarında sürece destek yüzde 70'lere çıkarken, sürece duyulan güven ise aynı seyri izleyemedi, bu oran yüzde 15'lerde kaldı.    YILIN İLK KAYYIMI AKDENİZ BELEDİYESİ'NE ATANDI   AKP ve MHP'nin politikalarının tutarsızlığı ilk olarak kendini kayyım atamalarında gösterdi. 2024'ün son çeyreğinde başlayan sürecin siyaset alanında ilk sınavını süregelen kayyım atamalarında beklenin aksi kötü bir şekilde verdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 2 Ocak'ta yaptığı "samimi ve şeffaf süreç" çağrısı, 6 ve 8 Ocak'ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) heyeti Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un görüşmesinde süreç kapsamında bir Meclis Komisyonu kurulması uzlaşısı daha soğumadan 10 Ocak'ta kayyımlara ilişkin ilk adım geldi. 10 Ocak'ta Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları ve Meclis üyeleri gözaltına alındı, 13 Ocak'ta ise belediyeye kayyım atandı.    AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 15 Ocak'ta "terörle mücadele başka yöntemler kullanılacağı" yönündeki açıklaması, kayyım atamasıyla birleşince AKP'nin süreci yaklaşımın parametrelerinin ne olacağına dair ilk ipuçlarını verdi.    Takvim yaprakları 22 Ocak'ı gösterdiğinde milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'dan oluşan DEM Parti İmralı Heyeti, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan'la ikinci görüşmelerini yaptı. Heyet Kartalkaya'da çıkan ve can kaybına yol açan yangın nedeniyle kısa tutukları açıklamalarında, sürece dair hukuki hazırlıkların devam ettiği yönünde kısa bir açıklamayla yetindi.    KAYYIM ATAMALARI SÊRT VE WAN'LA DEVAM ETTİ   Kayyım atamalarını sürdüren iktidar, Akdeniz Belediyesi'nden sonra yılın ikinci kayyımını 29 Ocak'ta Sêrt Belediyesi'ne atadı.    Şubat'ın 11'de ise Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi.Kararla birlikte belediye binasına akın eden yurttaşlar, günlerce nöbet tutarak iradesine sahip çıktı. 13 Şubat'ta Şêx Seîd anma etkinliğinin Diyarbakır Valiliği tarafından yasaklandı. İktidarın süreçle çelişkili politikası, 15 Şubat'a Wan Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atamasıyla devam etti.    HDK OPERASYON, QAXİZMAN'A KAYYIM   AKP iktidarı baskı politikasını sürdürürken 16-19 Şubat'ta İmralı Heyeti'nin Federe Kürdistan'da KDP Genel Başkanı Mesut Barzani, Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ve YNK Genel Başkanı Bafil Talabani görüşerek, süreçle ilgili bilgi alışverişinde bulundu.    Şubat'ın ortalarında HDK'ye operasyon düzenlendi, 52 gözaltına alındı, 30'u tutuklandı. 24 Şubat'ın sabahında siyaset Qêrs'in Qaxizman Belediyesi'ne kayyım atanmasıyla uyandı.    AKP iktidarının sürece olan isteksizliği, HPG'nin 6 Mart'ta yaptığı açıklama ile bir kez daha gözler önüne serildi. HPG, 6 Mart'ta, sürecin başından itibaren Türkiye'nin 828 saldırı düzenlediğini açıkladı, bu saldırılarda, kimyasal silahların kullanılmasına devam edildiğini vurguladı.    İmralı Heyeti, 12 Mart'ta siyasi parti liderleriyle görüşmeleri başlattı. 13 Mart'ta ise HPG'nin 2 günde kendi güçlerine dönük 715 saldırı gerçekleştirildiğini açıkladı.    Mart'ın 19'nda Abdullah Öcalan Akademisi Üyesi Duran Kalkan, iktidarın süreç kapsamında adım atmadığını belirterek, bunu "samimiyetsizlik" olarak değerlendirdi.    Başlatılan süreç Newroz kutlamalarına da damga vurdu. Mart ayının ortalarında başlayan ve 21 Mart'ta sonlanan kutlamalarda, milyonlarca kişi meydanlarda Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını talep etti.    19 MART GÖZALTISI    Mart ayı da halk iradesinin gasp edildiği kritik bir dönem oldu. 19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındı. 23 Mart'ta ise İmamoğlu, "yolsuzluk" iddiasından tutuklandı. Tutuklamalara yönelik CHP'nin başlattığı protestolar, şiddetle bastırıldı.    DEM Parti'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ni ziyaretinin ardından 25 Mart'ta DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) heyetleri bölgeye ortak bir ziyaret gerçekleştirdi.    ABDULLAH ÖCALAN'A AİLE ZİYARETİ   Uzun yıllardır, aile ziyaretlerine izin verilmeyen İmralı'da 31 Mart, uzun aradan sonra ilk aile ziyareti gerçekleşti. İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan Abdullah Öcalan ve tutsaklar, aileleri bayram görüşmesi yaptı.   GENÇLİK YÜRÜYÜŞLERİ VE HPG'YE SALDIRILAR   Nisan ayında ise öne çıkan gelişmelerden biri, gençlik örgütlerinin eylemleri oldu. Gençler Abdullah Öcalan'ın doğum günü etkinlikleri kapsamında 1 Nisan'da, Amed'den Amara'ya yürüyüş düzenledi. 4 Nisan'da ise şölen düzenlendi.    Nisan'ın 2'sinde HPG'nin Mart ayı saldırı raporu yayınlandı. Raporda, güçlerine yönelik 11 bin 585 saldırı gerçekleştirildiği belirtildi. 7 Nisan'da ise HPG, Garê'de yapılan SİHA saldırısında 2 gerillanın yaşamını yitirdiğini açıkladı.    İMRALI HEYETİ-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ   10 Nisan'da DEM Parti İmralı Heyeti ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü. Yapılan görüşmelerin "pozitif" geçtiği ve sürece dair adımların gerekliliği vurgulandı. Görüşmeden bu yana yaklaşık 9 ay geçmesine rağmen somut adımlar atılmadı. DEM Parti-Erdoğan görüşmesinden 5 gün sonra 15 Nisan'da görüşmeye katılanlardan DEM İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, kalp krizi geçirdi.    HPG, 18 Nisan'da güçlerine yönelik 627 saldırının yapıldığını açıkladı. Raporda, yürütülen sürece rağmen saldırıların sürdüğünün altı çizildi. 19 Nisan'da ise HPG'nin açıklamalarını açıklar nitelikte bir açıklama geldi. YNK Genel Başkanı Bafil Talabani, PKK'nin süreç kapsamında düzenlemesinin beklendiği kongresini Türkiye'nin saldırıları nedeniyle geciktiğini duyurdu.    24 Nisan'da DEM Parti İmralı Heyeti, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'la görüştü. Görüşmede Abdullah Öcalan'ın koşulları ve sürece dair atılması gereken adımlar ele alındı.    MAYIS AYI: SALDIRI RAPORLARI, ANMALAR VE DEMOKRATİK İNİSİYATİFLER   HPG, 2 Mayıs'ta güçlerine yönelik bin 76 bombalamanın yapıldığına yer verdiği raporunu açıkladı.    3 Mayıs'ta DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder, kalp krizinin ardından tedavisine devam edilen hastanede yaşamını yitirdi. Önder'in 4 Mayıs'ta yapılan cenaze törenine binlerce kişi katıldı.    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 6 Mayıs'taki görüşmesi, süreç değerlendirildi.   10 Mayıs'ta Amed'de "Demokratik Birlik İnisiyatifi" ilan edildi.    Takvimler 5-7 Mayıs tarihlerini gösterdiğinde Kürt Özgürlük Hareketi süreç kapsamında "fesih ve silahsızlanma" kararı aldı. 12'inci Olağanüstü Kongresi'ni toparlayan PKK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı doğrultusunda kendisini fesih kararı aldı.    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 12 Mayıs'ta, akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptıkları açıklamalarda, "fesih ve silahsızlanma" kararını "tarihi" olarak niteledi.    HAZİRAN AYI: YARGI PAKETİ VE KOMİSYONA ELEŞTİRİLER   Hazırlanan 10'uncu Yargı Paketi 4 Haziran'da Meclis'te kabul edildi. Pakette, süreç kapsamında tutsaklara dönük bir düzenleme içermemesi eleştiri konusu oldu.    DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, yer gösterme amacıyla askerlerin çatışma bölgesine götürdüğü ve burada çıkan çatışmada yaşamını yitiren Eren Bülbül'ün annesiyle 6 Mayıs'ta görüştü. Görüşme, sürecin olumlu gelişmesinin bir adımı olarak yorumlandı.    Abdullah Öcalan ve İmralı'daki tutsaklar 8 Haziran'da bayram görüşmesi gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan 26 yıl sonra ilk kez çocuklarla bir araya geldi.    26 Haziran'da DEM Parti İmralı Heyeti Üyeleri Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile görüştü. Görüşmede hukuksal güvence vurgusu yapılırken sürecin ihtiyaçlarına yönelik tartışmalar yürütüldü.   CHP'Lİ BELEDİYELERE OPERASYONLAR   Temmuz ayı da belediye yönelik baskılarla başladı. 1 Temmuz'da Avrupa Özgürlük Platformu'nun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için başlattığı kampanya, Barış ve Demokratik Süreci'ne yönelik uluslararası desteği artırdı.    İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyon 5 Temmuz'da CHP'nin İstanbul ilçe belediyeleriyle sürdü. Operasyonlarda belediye başkanları gözaltına alındı, bir kısmı ise tutuklandı.    6 Temmuz'da İmralı Heyeti Abdullah Öcalan ile görüştü. Görüşmede, bir kez daha sürecin gerekliklerine işaret edildi. İmralı Heyeti, 7 Temmuz'da Erdoğan ile görüştü. Görüşmede sürecin gerekliliklerine uygun adımların atılacağı belirtilirken sürece yönelik kararlılık mesajları verildi.   BAKANLAR KONSEYİ'NDEN 'UMUT HAKKI' KARARI   8 Temmuz'da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "umut hakkı" ihlali kararını görüştü. Komite Türkiye'den bu yönlü düzenleme yapılmasını istedi. Komite yürütülen sürece işaret ederek, süreç kapsamında çıkarılacak yasalara konunun dahil edilmesi tavsiyesinde bulundu, ancak aradan geçen süreye rağmen bu konuda herhangi bir çalışma başlatılmadı.    Konseyin kararıyla aynı günde Manavgat ve Adana belediye başkanlarının tutuklandı, 9 Temmuz'da ise Zeydan Karalar görevden alındı.    Tarihler 11 Temmuz'u gösterdiğinde süreç kapsamında alınan silahlanma kararı doğrultusunda Barış ve Demokratik Toplum Grubu, silahlarını yaktı. Federe Kürdistan Bölgesi'nin Silêmanî kenti yakınlarındaki Şikefta Caseneya Mağarası'nda çıkan gerillalar, hazırlanan törenle silahlarını yaktı.    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Temmuz'da süreç kapsamında bir Meclis komisyonu kurulacağını açıkladı.    DEM Parti İmralı Heyeti, 16-18 Temmuz tarihleri arasında Adalet Bakanı ve siyasi partilerle görüşmeler yaptı. Görüşmelerde, süreç ve bu kapsamında atılabilecek adımlar ele alındı.    Asrın Hukuk Bürosu, 25 Temmuz'da Avrupa Konseyi Bakanlar Bakanlar Komitesi'ne "umut hakkı" konusunda bildirimde bulundu, aynı dönemde, tahliyesi 2 kez ertelenen Veysi Aktaş İmralı Cezaevi'nden tahliye edildi. Süreç kapsamına atılan bir iyi niyet adımı olarak gerçekleştirildiği değerlendirilen tahliye, diğer cezaevlerine ise sirayet etmedi.    KOMİSYON BAŞLANGICI, DİL İHLALLERİ   Süreçle birlikte Kürt sorununun siyasi ve hukuki zeminin hazırlanması için sorunun Meclis'te taşınması ve bu bağlamda bir komisyonun kurulması Ağustos ayının başında karara bağlandı. 5 Ağustos'ta Meclis Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurularak ilk toplantısını yaptı.    Abdullah Öcalan Akademisi Üyesi Mustafa Karasu 6 Ağustos'ta, komisyonun Abdullah Öcalan'la doğrudan görüşmesi gerektiğini söyledi.    21 Ağustos'ta ise Meclis Komisyonu, süreç kapsamında toplumun çeşit kesimlerini dinleme takvimini başlattı. Barış Annesi Nezahat Teke'nin Meclis Komisyonu'na aktarımda bulunurken Kürtçe konuşması engellendi.    ÖNERİLER, ANKETLER VE KOMİSYON ÇALIŞMALARI   Eylül ayının ilk günleri, kurulan komisyonun yürüttüğü çalışmalar, bunlarla ilgili tartışmalar ve Devlet Bahçeli'nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ni hedef alan açıklamalar damga vurdu. 4 Eylül'de Abdullah Öcalan Akademisi Üyesi Mustafa Karasu, komisyonun Abdullah Öcalan'la görüşmemesini eleştirdi, süreç kapsamında adım atılmadığını açıkladı.    Karasu'nun açıklamalarının ardından 5 Eylül'de MHP'li Feti Yıldız'ın komisyon üyelerinden seçilen bir heyetin Abdullah Öcalan'la görüşmesini önerdi.    Bahçeli'nin 12 Eylül'de barışın tek kanatla gerçekleşmeyeceğini belirterek ikinci kanat vurgusu yaptı. Ancak, bu açıklama da süreç kapsamında somut adım atılmasının önünü açmadı.    ABULLAH ÖCALAN 6 YIL SONRA AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜ   Eylül'ün 15'inde Asrın Hukuk Bürosu tam 6 yıl sonra İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşme gerçekleştirdi.    16 Eylül'de Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un komisyon çalışmalarını hızlandırılacağını açıkladı. Daha önce komisyonun 15 Eylül tarihinde dinlemeleri bitireceğini belirten Kurtulmuş, dinleme süresinin uzatılacağını belirtti.    18 Eylül tarihinde ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin "umut hakkına" ilişkin Haziran 2026'ya kadar süre tanıması ve komisyona atıf yapması uluslararası desteği artırdı. Bu karar, Avrupa'nın süreci takip ettiğini ve Türkiye'ye sorumluluk yüklediğini kanıtladı.   MECLİS AÇILIŞI, TEZKERE KABULÜ   Devlet Bahçeli'nin Meclis açılısında DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşmasıyla kamuoyunun gündemine giren süreç üzerinden bir yılın geçtiği 1 Ekim'de yapılan Meclis açılışında, Erdoğan'ın DEM Parti'ye teşekkür etmesi ve DEM Partililerle tokalaşması, Bahçeli, Erdoğan ve Kurtulmuş'un görüşmeleri, MHP'li Feti Yıldız'ın AİHM kararına atıf yapması dikkat çeken gelişmeler oldu. Aynı gün Meclis'e gelen Suriye tezkeresinin uzatılmasıyla süreçle ilgili kuşkuları beseleyen bir gelişme oldu.    DEM Parti, başta Kobanê Davası tutsakları olmak üzere, tutsakların tahliyesi çağrısı, iktidar kanadından olumlu yanıt bulmadı.    Kadınların Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla Amed'den başlattığı yürüyüş 6 Ekim'de Meclis'te sonlandı. Kadınların DEM Parti Meclis Grup Toplantısı'na "Bijî Serok Apo" sloganıyla giriş yapması büyük yankı uyandırdı. 7 Ekim'de kadınların Meclis'te eşitlik ve barış çağrısı yapması, taleplerin Meclis koridorlarına taşınmasını sağladı.    DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, 10 Ekim'de Meclis Komisyonu üyelerinden oluşan bir heyetin İmralı'ya gitmesinin planlandığını açıkladı. 13 Ekim'de Asrın Hukuk Bürosu üyeleri İmralı'ya gitti.    Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, süreç kapsamında 17 Ekim'de Amed'i ziyaret etti. Kurtulmuş, ziyaret kapsamına Amed Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanlarıyla görüştü. Kurtulmuş'un ziyarette Kürtçe şiir okuması dikkat çekti.    21 Ekim'de DEM Parti'nin  'Umut Hakkı' için kanun teklifi sunması ve Irak-Suriye tezkeresinin kabulü (DEM Parti ve CHP karşı çıkması) büyük tepki çekti. Tezkerenin kabulü, barış sürecinin dış politikada hiçbir yansıması olmadığını kanıtladı ve sürece dönük söylemlerle pratik bir kez daha çelişki yarattı.   KOMİSYONUN İMRALI ZİYARETİ KARARI   Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 Kasım'da kabine toplantısı sonrası kardeşlik vurgusu yaptı, AİHM'in Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında tutukluluk ihlali vermesi kararını eleştirmesi, süreçte süregelen çelişkilerin devam ettiği gösterdi. AİHM kararının uygulanması için yapılan başvurunun reddedilmesi, sürece olan güveni zedeleyen bir durum yarattı. 4 Kasım'da MHP'li Feti Yıldız ve Bahçeli'nin Demirtaş tahliyesine ilişkin "Hayırlı olacaktır" açıklaması da AİHM kararının uygulanmaması durumunu değiştirmedi.    Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, 7 Kasım'da "İmralı ziyareti mümkün" açıklaması yaptı. 11 Kasım'da Bahçeli'nin 'süreç sona yaklaşıyor' demesi ve İBB yolsuzluk soruşturması iddianamesinin tamamlanması, komisyon toplantısının ertelenmesiyle birleşti.   DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, komisyonun Abdullah Öcalan'la görüşmesi için elini hızlandırması çağrısı yaptı. 19 Kasım'da DEM Parti koordinasyonunun Meclis'te toplanması ve MHP'li Feti Yıldız'ın 'İmralı ziyareti kesin' demesi, hazırlıkları hızlandırdı. Tartışmalar sürerken bir gazete CHP'li kaynaklara dayandırarak CHP'nin İmralı ziyaretine üye vermeyeceğini duyurdu. 20 Kasım'da CHP'nin kararı kamuoyuna yansırken aynı gün yapılan oylamada, AKP-MHP-DEM Parti-TİP ve EMEP olumlu oy kullandı. CHP olumsuz, Yeni Yol Grubu çekimser oy kullandı. 21 Kasım'da Feti Yıldız'ın MHP adına İmralı'ya gideceğini söyledi.    Takvimler 24 Kasım'ı gösterdiğinde ise komisyonun İmralı ziyareti gerçekleşti. Yaklaşık 2 saat 50 dakika süren komisyon görüşmesine ilişkin açıklama yapan Erdoğan, görüşmenin sürecin önünü açacağını söyledi.   ARALIK AYI   Aralık ayı, 11'inci Yargı Paketi'nin kabulü ve komisyon raporlarıyla yılsonuna doğru gidildi. 1 Aralık'ta Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrası kardeşlik vurgusuyla süreç gündemini sürdürdü. 2 Aralık'ta Bahçeli'nin "Ok yaydan çıktı" demesi, sürece dair hareketlilik izlenimi verse de, 4 Aralık'ta komisyonun toplanması ve rapor özetlerinin paylaşılması dikkat çekici gündemlerin başında geldi.    AKP'nin hazırladığı raporda kayyımların kaldırılması önerisi ve CHP'nin eşit yurttaşlık önerisi dikkat çekti. Fakat her iki partinin raporu sürecin ruhuna uygun olmadığı yönünde eleştirilerin odağında oldu. CHP'nin raporunda Kürt meselesine sadece iki sayfa yer verilirken Abdullah Öcalan'ın rolüne yer verilmedi.    AKP, raporunda ise Kürt meselesinin "Terör" söyleminden ayrı ele alınması gerektiği belirtilse de raporun başlığının "Terörsüz Türkiye" olması DEM Parti ve farklı çevrelerce tepki ile karşılandı. Sürece dönük hukuki ve yasal çerçeve gerektirmeyen adımların olduğu ve bunlar arasında kayyım uygulamalarının sonlanmasının da bulunduğu değerlendirmelerine rağmen bu adımlar atılmazken, AKP raporunda kayyımın kaldırılması gerektiği önerisi gerçekçi bulunmadı.   11 Aralık'ta MHP raporunu komisyona sundu. "Umut hakkı" ve anadilde eğitim talebine raporda yer verilmedi.    12 Aralık tarihinde ise DEM Parti İmralı Heyeti'nin Babacan ve Bahçeli'yle görüşmesi sonrası barış yasası vurgusu yapıldı.    13 Aralık'ta Erdoğan'ın sivil anayasa niyetini açıklaması tartışmalara konu oldu. 20-23 Aralık tarihlerine gelindiğinde ise komisyon toplantı hazırlıklarını sürdürdü. 24 Aralık'ta 11'inci Yargı Paketi'nin Meclis Genel Kurulu'nda kabulü tartışılırken, komisyon görev süresinin oy birliğiyle 2 ay uzatılması da önemli gündemlerin başında geldi.    MA / Ömer Güngör