DEM Parti Grup Başkanvekili: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez

ANKARA - Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin demokratikleşemeyeceğini belirten DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç KoçyiğitGülistan Kılıç Koçyiğit,“Bu ülkede fiili olarak anayasa askıdadır. Kürt sorununu hukuki ve siyasi zeminin açılması gerekiyor, bir an önce yasal çerçevesinin ve güvencesinin Meclis tarafından oluşturulması gerekiyor” dedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te güncel gelişmelere ilişkin düzenlediği basın toplantısında konuştu. 

Meclis’te görüşülen ve emekli bayram ikramiyesinin yükseltilmesine yönelik düzenlemeyi de içeren kanun teklifine değinen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu yasanın en can alıcı maddelerinden biri emekli ikramiyelerinin 3 bin TL’den 4 bin TL’ye çıkarılması oldu. Yani koca AKP iktidarı 22 yıllık iktidarının sonunda günlerce yaptığı toplantıların ardından kocaman bir rakamı tamı tamamına bin TL’yi emeklilere reva gördü. Bunun için de sabahlara kadar Meclis’i çalıştırarak bu büyük miktarı emeklilere ulaştırmanın yolu ve yöntemini aradı. Gerçek anlamda telaffuz ederken utanıyoruz. Söz kurarken utanıyoruz, emekli o parayı çekerken utanıyor, yoksul pazara giderken utanıyor ama ne yazık ki iktidar yarattığı bütün bu yoksulluğun bu yıkımın karşısında utanmak bir yana pişkin pişkin yoksulun emeklinin yüzüne bakarak bin TL’yi büyük bir rakammış gibi topluma anlatmaya devam ediyor” dedi.  

 
ENFLASYON YÜZDE 7,3 ARTTI 
 
Milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edildiğine vurgu yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Günümüzde milyonlarca insan asgari ücretin neredeyse yarısıyla yaşamak durumunda kalıyor. 4 milyon emekli yaşamlarını cüzi miktarlarla idame etmeye çalışıyorlar. Dünya kadar uluslararası rapor ve endeks var. Hepsinde Türkiye ne yazık ki en sonda yer alıyor. Hepsinde Türkiye’deki emekliler ve dar grup olarak toplanmış durumdalar. Ekonomi toplum ve yoksullar açısından alarm veriyor. Buna rağmen iktidar ve onun sermayesi elini ovuşturarak yoksulun emeklinin asgari ücretlinin sırtına binmeye devam ediyor. Sadece 2 ay içindeki enflasyon oranı yüzde 7,3 oranında arttı. Yani 14 bin 469 TL olan emekli maaşını yüzde 56’sı aslında 2 aylık enflasyon oranıyla zaten eridi gitti. Bir de şöyle düşünelim. Aslında zaten verilen emekli maaşı hedef enflasyon üzerinden verilmişti. Bu da çok düşük tutulmuştu” ifadelerini kullandı. 
 
YOKSULLUK SINIRI 78 BİN 230 TL 
 
Gülistan Kılıç Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti: “Hali hazırda işçiler hedef enflasyon üzerinden büyük kayıplarla çalışıyor, asgari ücretliler yine aynı şekilde çalışıyor, emekliler ise yaşamaya çalışıyorlar. Onun için söyleyelim; bugün milyonlarca insan, maaşları 5 katı arttırılsa ancak ve ancak yoksulluk sınırına yaklaşabiliyor. Neden? Çünkü bu ülkede yoksulluk sınırı 78 bin 230 TL’ye, açlık sınırı 25 bin 720 TL’ye yaklaştı. Emekli ne alıyor? Sadece 14 bin 469 TL. Peki bunlarla yaşamak mümkün mü? Bin TL ile bu ülkede iki kişi yemek yiyemiyor. Bin TL ile pazara giden dar gelirli pazar filesinin altına 3 parça bir şey koyamıyor. Bin TL ile bir bayram alışverişi, bir tatlı alışverişi, bir şeker alışverişi yapılamıyor. Bin TL’yi yoksul insanlar artık hiçbir dertlerine derman olmayacak bir miktar olduğunu çok iyi biliyorlar ama hali hazırda bunu pazarlamaya iktidar anlatıp abartmaya devam ediyor.  
 
2 TRİLYON BORSA KAYBI VAR
 
Sadece ekonomi meselesi değil ülkenin içinde bulunduğu bütün anti demokratik uygulamaların İstanbul Belediyesi’ne yapılan operasyonun ekonomik maliyetlerine bakalım. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda aslında nasıl bir dar girdap içerisinde olduğumuzu göreceğiz. Bakın 3 gün içinde sadece Merkez Bankası’nın 25 milyar dolar rezervi erimiş durumda. Bu 25 milyar doları nasıl o merkez bankasına koydular. Kemer sıkma politikalarıyla işçiye yoksula emekliye vermek yerine bu rezevrleri oradan doldurmaya çalıştılar. Anti demokratik hukuksuz  bir darbenin sonucunda bu ülkenin Merkez Bankası’nın rezervleri 3 günde dövizi bir yerde tutmak için 25 milyar dolar eridi. Neden piyasaya sürekli döviz sattılar. Borsayı kesmek zorunda kaldılar. Çünkü 2 trilyon TL’lik bir borsa kaybı oldu. Uluslararası bazı yatırım kuruluşları Türkiye’deki bütün haklarından feragat ederek, Türkiye piyasasından çekildiler. Bu da yetmedi, bu riskler artınca borsa çökünce dolar rezervleri eriyince Sermaye Piyasası Kurulu önlem için toplantı aldı. Bankalarla toplantı aldılar bu krizi nasıl engelleriz diye. Krizi engellemenin yolu açıktır. Anti demokratik olmayın, hukuksuzluk yapmayın, darbe yapmayın, seçilmiş iradeye el koymayın, belediye başkanlarını tutuklamayın darbe üzerine darbe yapmayın. Cumhuriyet Başsavcılarını Operasyon odağı olarak bindirilmiş kıtalar gibi kullanmayın, döviz rezerviniz de artar ekonomik kırılganlığınız da gider refah da artar.   
 
DEMOKRASİ OLMADAN EKONOMİ OLUR MU?
 
Bu ülkede demokrasi olmadan ekonomi olur mu? Bir ülkede barış olmadan ekonomi olur mu? Bir ülkenin en temel gerekçesi iç huzur ve barış değil midir? Demokratik normların yükseltilmesi değil midir? Adaletin tesis edilmesi değil midir? Bütün bunları ekonomi yönetimi bilmiyor mu? Hükümet bilmiyor mu? Mehmet Şimşek bilmiyor mu? Şimdi uluslararası finans kuruluşlarıyla online toplantı yapıyor sayın Şimşek. Toparlamaya çalışıyor. Bu İstanbul’un hali nedir diye soranlara ‘yanıt yok’ diyor. Nasıl ‘yanıt yok’ darbeci bir iktidarın ekonomi bakanısınız. Yanıt açık, halka hukuka sandığa darbe yapıyorsunuz. Seçilmiş iradeyi gasp ediyor, sandığı tanımıyorsunuz. Seçimsiz bir yönetim ve rejim ilan etmeye, sistemi buraya itmeye çalışıyorsunuz. AKP şunu söylüyor ‘Ben sandıktan çıkarsam sandık meşrudur sandık haktır o zaman halkın iradesi tecelli etmiştir’ ama sandıktan muhalefet ve başka bir parti çıkarsa ‘O sandık gayri meşrudur’ diyor. ‘Ben ona öyle ya da böyle el koyarım’ diyor. ‘Gerekirse iftira atarım yolsuzluk derim gerekirse bizim belediyelerimizde olduğu gibi terör ile iltisak gibi uydurma bir şey yaparım kayyım atarım. Kent Uzlaşısı gibi toplumun ihtiyaçlarına cevap veren demokrasi kültürünü geliştiren uzlaşıyı demokrasinin en ilkesini kriminalize ederim, HDK’yi oradan KCK’ye bağlarım kopyala yapıştır dosyalar yaparım’ diyor. ‘CHP’ye DEM Partiye de kayyım atarım’ diyor. 
 
Bütün bunlara ekonomi bakanının bir sözü yoksa biz ekonomi bakanına söyleyelim orada boşuna oturuyorsun. Geldiğinden beri ne enflasyon düştü ne ekonomik göstergeler düzeldi halk açlık ve yoksullukla sınanıyor, milyonlar açlık ve yoksullukla mücadele etmeye çalışıyor. Uluslararası ekonomi kuruluşlarının peşinde gezerek bu ülkenin ekonomisinin düzelmeyeceğini görmek için kahin olmaya da ekonomist olmaya da yüksek tahsile de gerek yok. Gidin sokaktaki Mehmet amcaya sorun ekonominin nasıl düzeleceğinin reçetesini sunsun. Ama bütün bunları yapmıyorlar. Bütün bunlar umurlarında değil.”
 
POLİS ŞİDDETİNE TEPKİ 
 
Bakın İstanbul darbesinden sonra sokağa çıkan gençlere milyonlara karşı uygulanan polis şiddetinden görüyoruz. Ne zamandan beri toplumun hukuka sahip çıkması, adalet talep etmesi, demokrasiye sahip çıkması, seçilmiş iradesinin arkasında durması vandallık oldu. Hangi demokraside devlette vandallık olarak yaftalanabilir ki? Nasıl bir vandallık olabilir? Bir vandallık varsa söyleyelim polisin orantısız bir şekilde halka yönelik şiddetidir vandallık. Vandallıksa vandalık budur. Sokakta yürüyen kadını durdurup coplamaktır. Kadın ne yapıyor? Sırtına basıp gözaltına alan polisin pozisyonu nedir? Yakın mesafede insanların gözünün içine gaz sıkmak, su sıkmak, insanları yaralamak, kolunu ve bacağını kırmak nedir? Orantılı mıdır bütün bunlar. Yaşananlar hukuk devleti ve demokrasi ile bağdaşan şeyler midir? Sokağa çıkmak protesto etmek evrensel bir haktır. Bugün milyonlar bu evrensel hakkını ve anayasadan kaynaklı hakkını kullanıyor. Demokrasi olsun diye kullanıyor, bu ülke daha fazla karanlığa sürüklenmesin diye toplum iradesini ortaya koyuyor. Sandığa attığı oyun gereğini yapıyor. ‘Oy attım sahip çıkıyorum’ diyor. İktidar bu tabloyu okumak ve sokaktaki milyonların sesine kulak vermek yerine anti demokratik uygulamalardan geri adım atmıyor. Bunları yapmamak yerine bugün sokağı bilerek isteyerek terörize ediyor. Sokağa çıkan insanları hedef haline getiriyor. Bunu asla kabul etmiyoruz. Sadece haber takibi yapan hakikati ve gerçeği halka ulaştırmaya çalışan 16 gazeteci tutuklandı. Gazetecilik suç olabilir mi? Mesleki faaliyetini yapmak nedeniyle insanlar nasıl gözaltına alınıp tutuklanırlar bu hangi demokrasi kriteridir bu nasıl bir ülkedir. Artık isyan ediyoruz bunlara. Bunları anlatmak zorundayız ama artık söz gerçekten bitti. 
 
TÜRKİYE BİR YOL AYRIMINDA
 
Bu darbe sürecinin Türkiye’ye etkilerini daha konuşacağız. Türkiye iki açıdan yol ayrımındadır. Birincisi; 27 Şubat’ta yapılan çağrı nedeniyle yol ayrımındadır. 27 Şubattaki Sayın Öcalan’ın tarihi çağrısı Türkiye’ye şu soruyu soruyor. Sen Kürt sorununun demokratik çözümünden yana mısın, demokrasiden birlikte yaşamdan yana mısın? Yoksa mevcut düzenin devamından mı yanasın. Çözümsüzlükte ısrar ederek iktidarda kalmaya mı çalışacaksın sorusunu bugün AKP iktidarına soruyor. Diğeri İstanbul’daki darbenin kendisi Türkiye’yi bir yol ayrımına getirmiştir. 16 milyonluk bir mega kentin, bir metropolün dünya başkentlerinden birinin büyükşehir belediye başkanını tutuklamak, onun ilçe belediye başkanlarını tutuklamak, cezaevine koymak yetmemiş, kayyım atamanın kendisi bir yol ayrımıdır. Türkiye ve iktidar kararını vermek zorundadır. Ya anti demokratik uygulamalarla yol almaya devam edecekler ya da gerçekten rotalarını demokrasiye dönecekler ve bu ülkeyi hep beraber düze çıkaracağız. Ama gördüğümüz anladığımız okuduğumuz şey iktidar hukuksuzlukla ayakta kalmaya çalışıyor. Zorla ayakta kalmaya çalışıyor. Kendisine rakip olabilecek insanları anti demokratik yargıyı araçsallaştırarak, bertaraf etmeye çalışıyor. Her bir siyasetçi özneyi cezaevine koyup sesini kısarak kendisi için dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışıyor. Bunları kabul etmiyoruz ve bunlara karşı mücadele ettik bundan sonrada mücadele edeceğiz.
 
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLMEDEN TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞEMEZ
 
Bu anlamıyla çatısı altında bulunduğumuz Meclis’in özel rolüne, özel önemine de dikkat çekmek istiyorum. Bugün toplumda büyük bir feryat varken, büyük bir itiraz hareketi yükselmişken, Newroz alanlarında milyonlar 27 Şubat’taki asrın çağrsının etrafında kenetlenmişken, barış ve çözüm talebini birinci elden milyonlar sahiplenmiş ve bu çağrının arkasında durmuşken yine Saraçhane’den Amed Newrozu’na, İstanbul Newrozu’ndan bugün İzmir’de, Ankara’da sokağa çıkan her bir yurttaşa kadar bu ülkenin demokratik geleceği için söz söyleyen, alana çıkan insanların sesine Meclis gerçekten kulak kabartacak mı, yoksa bugün olduğu gibi anti demokratik yasaları toplum karşıtı yasaları çıkarmaya devam mı edecek? O anlamıyla bunu açık ve net söyleyelim; demokrasi meselesini bir bütün olarak görüyoruz. Sadece Kürde demokrasi gibi bir algımız yoktur. Çok açık ve net söylüyorum. Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorunu çözülemez. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez. Bunlar iç içe ve birbirine bağlıdır. Bu ülke demokratik olmadığı için özgürlükçü olmadığı için Kürt sorunu diye bir sorunumuz var. Bugün adım atılacaksa bütün ülkenin demokratikleşmesi için adım atılmak zorundadır. Bu Kürdü de Türkü de kapsayacaktır, bu ülkede yaşayan 86 milyon insanı da kapsayacak bir demokrasi hamlesi olmalı, olmak zorundadır.
 
MECLİS SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMELİ
 
Şimdi buradan Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a da seslenmek istiyoruz. 27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrının ardından Meclis başkanımız ‘TBMM Türkiye’nin bütün sorunlarının çözüm yeridir. Dolayısıyla mesele TBMM’deki siyasi partilerin ortak tavrı ile çözümlenecektir. Gerektiği zaman biz de devreye girerek bu konuyla ilgili meselenin şeffaf, açık, samimi bir şekilde yürütülmesini sağlayacağız’ demişti. Sonuçta Meclis üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek diye de sözlerini söylemişti. Peki soruyoruz? Ne zaman bu sorumluluğu yerine getirecek? Ne zaman Meclis toplumsal barış için gerçekten söz söyleyecek, demokrasi taleplerini duyacak ve demokrasi taleplerinin gereği hızlı bir şekilde adım atacak? Bu tarihsel sorumluluktan ne zamana kadar kaçacaklar? Kafalarını kuma göme göme ne kadar yol alabilirler, bu ülkeye ne kadar yol aldırtabilirler sorusunu sormamız gerekiyor. 
 
Ülkenin, halkın gerçek gündemi demokratik alanın genişletilmesi, ekonomik refahın yükseltilmesi, barışın toplumsallaşması ve bütün bunlar için emek sarf eden bir Meclis pratiğini bütün Türkiye halkları görmek istiyor. 1 Ekim’den beri içinde bulunduğumuz süreçte sürekli iktidarın parmak salladığını görüyoruz. Herkese parmak sallayan, sürekli aba altından sopa gösteren ve kayyım pratikleriyle, tutuklama pratikleriyle de demokrasi alanını daraltan anti demokratik uygulamaları son hız devam ettiren bir iktidar pratiğiyle karşı karşıyayız. Meclis’te ne konuşuyoruz sürekli? İktidarın zorbalıklarını ve anti demokratik uygulamalarını konuşuyoruz.  Tecrit kaldırılsın, umut hakkı tanınsın, hasta tutsaklar öncelikli olmak üzere infazda eşitlik sağlansın terörle mücadele kanunu TMK ve TCK hızla ayrımcı yasal maddeler ayıklansın, gerçekten AİHM ve AYM kararları doğrultusunda bu ülkedeki yasal mevzuat hızlı bir şekilde taransın dediğimizde karşımıza tek bir madde ile çıkıyorlar.  Tek bir sözle çıkıyorlar. ‘Silahlar bırakılsın.’ İyi tamam bırakılsın. Silah bırakılmasın diyen var mı? Sayın Öcalan büyük bir sorumlulukla  40 yılı aşkın bir süredir içinde bulunduğumuz bu şiddet zeminini sonlandıracak, çağrıyı 27 Şubat’ta yapmadı mı? Kendi örgütüne 27 Şubat’ta silah bırakma çağrısı yapmadı mı? Yaptı. Örgüt buna olumlu karşılık verdi mi? Evet. Hatta bir adım attılar ateşkes ilan ettiler. Bugün Meclis gerçekten örgütün silah bırakması için gerekli yasal mevzuatı, sürecin selameti için gerekli olan çerçeve yasayı konuşuyor mu? Hayır. Bu insanlar nereye silah bırakacak, örgüt nereye ve nasıl bırakacak? Bunun yasal güvenceleri nedir diye bir tartışma yürütüyor mu? Hayır. 
 
SALDIRILAR SÜRECİ ZEHİRLİYOR
 
Tek bir şey var ‘silah bıraksın’. Nereye bıraksın nasıl bıraksın hangi yöntemle bıraksın. Bu soruların yanıtlarını alamıyoruz. Sayın Öcalan’ın bu sürecin selameti açısından bu sürecin ilerletilmesi açısından koşullarının düzeltilmesine ilişkin bir adım var mı? Onun da olmadığını görüyoruz. Hali hazırda özgür çalışma koşullarını süreci yürütmek için örgütüyle ilişki kurup kongre yaptırabilecek koşullara yönelik bir yaklaşım var mı? Hayır. Sayın Numan Kurtulmuş’a atıfla yeniden söyleyelim. Demişti ki ‘Hiç kimsenin süreci zehirlememesi gerektiği kanaatindeyiz. Süreci bir siyasi pazar haline getirmeden tamamlayacağız.’ Bu çok önemli peki o halde soralım. Bu kadar önemli bu kadar tarihi bir açıklama varken, bu süreci İstanbul pratiği ile kayyım ve tutuklama pratiğiyle, sokaktaki insanlara gazla copla saldırma pratikleriyle kim zehirliyor? Bugün süreç karşıtı bir iklimin oluşması sürecin zehirlenmesi açısından kim çalışıyor kim söz söylüyor kim harekete geçmiş durumda. Bu soruları Sayın Kurtulmuş’a ve bütün iktidar yetkililerine sormak istiyoruz. Bu ülkede fiili olarak anayasa askıdadır. Fiili olarak anayasa askıda olduğu için bugün Kürt sorunu hukuki ve siyasi zeminde konuşamıyoruz. O nedenle bir an önce hukuki ve siyasi zeminin açılması gerekiyor bir an önce yasal çerçevesinin ve güvencesinin Meclis tarafından oluşturulması gerekiyor. Bir an önce Meclis’in Kürt sorunun demokratik çözümü için inisiyatif alması, meclis başkanının burada rolünü oynaması gerekiyor. Bütün bunlar için de Meclis’in yeniden kurucu bir anlayışla 21’inci yüzyılın kurucu Meclis rolüyle harekete geçmesi gerekiyor. 
 
İSTANBUL ADLİYESİ’NDEN TÜRKİYE DEMOKRASİSİNE 
 
Bütün bu meselelerin içerisinde İstanbul Barosu’nun görevden alınması, İmamoğlu’nun tutuklanması Eğitim Sen’li akademisyenlerin kararı nedeniyle Eğitim Sen’e soruşturma açılması meselesinde sarayın savcısının önemli bir rolü var. Bir zamanların Zekeriya Öz’ün taklidini yapmaktadır. Onun rolünü üstlenmiştir. Bütün bunların Türkiye’de barış sürecini zehirlediğini barış sürecine zarar verdiğini, barışa sabotaj olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bugün İstanbul Adliyesi’nden Türkiye’nin geleceği belirlenmeye çalışılıyor. İstanbul Adliyesi’nde Türkiye demokrasisine pusu kuruluyor. İstanbul Adliyesi’nden bütün ülkeye yayılacak anti demokratik bir rejim kalıcılaştırılmak isteniyor. Bu ülkenin geleceğini belirleyenin Meclis olması gerekirken ne yazık ki Saraydan talimatla bir başsavcı her şeyi belirlemeye ve yönetmeye çalışıyor. Ülkenin demokrasisine barışına dinamit koyuyor. Bunu tarihe not düşelim. 19 Mart tarihinden başlayan bu sürecin gelişmesi ve derinleşmesi Türkiye’ye ve demokrasisine kaybettirir. Bu sürecin karşısında demokrasiden eşitlikten ve özgürlükten yana tutumumuzu sürdürüyoruz. Sokağa çıkan milyonların haykırdığı demokrasi talebinin yanındayız. Hiç kimsenin ama hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerekiyor. Türkiye’nin dört bir yanında üniversiteler demokrasi için alanlara çıkmışsa umudumuz büyüktür. Demokratik bir Türkiye’yi ve cumhuriyeti elbette inşa edeceğiz. Bütün bu süreci zehirleyen anti demokratik uygulamalara rağmen biz barış ve çözüm ısrarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.’
 

Diğer başlıklar

29/06/2025
09:00 29 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:24 Erdîş’de ‘Bahar Şenliği’ coşkusu
08:23 Agirî'de 'demokratik toplum buluşması' düzenlendi
08:18 Tetwan Kültür ve Sanat Festivali’ne yoğun ilgi
08:07 Riha’da kadın katliamları protesto edildi
08:05 Sebahat Atabey kadınlar tarafından defnedildi
28/06/2025
22:23 Marsilya’da ‘Öcalan’a özgürlük’ çağrısı
22:00 Amed'te halk toplantıları: Devlet adım atmalı
21:30 Yangın açıklaması: 83 yangından 8’i aktif
21:12 Madımak anması: 2 Temmuz’a çağrı
21:09 Şirnex’teki doğa talanına tepki: Sessiz kalmayın
21:02 Manisa ve Sakarya’da yangın: Yerleşim yerleri boşaltıldı
20:43 Paramiliter gruplar Girê Eyndarê Tepesi'ne zarar verdi
20:34 İHD Çewlîg’de 7 yıl sonra temsilcilik açtı
20:17 Amed’de 6 yaşındaki çocuk yaşamını yitirdi
20:07 Marmara için kuvvetli rüzgar uyarısı
19:57 İran’a uçak seferleri başlıyor
19:22 Birçok yerde orman yangını çıktı
19:18 Trump’ın İran’a askeri hareket yetkisini kısıtlamaya yönelik tasarı reddedildi
19:15 Konya’da erkek şiddeti: 2 kadın ağır yaralandı
19:11 Erdoğan ‘İBB’ açıklaması: Ahtapotun kollarını kendileri açıklıyor
19:02 'Savaş sonrası İran baskıyı arttırdı'
18:59 Beyoğlu’nda eylem ve etkinlik yasağı
18:51 Gazeteci İrfan Değirmenci gözaltına alındı
18:48 İsrail saldırılarında 11 gazeteci katledildi
18:45 Medeni Yıldırım mezarı başında anıldı
18:39 İran'da 14 kadın, 3 çocuk katledildi
18:36 Bursa’da doğalgaz patlaması: 3’ü işçi 4 kişi yaralandı
18:31 MKM 35'nci yılında yeni mekanını törenle açtı
18:24 Şêx Seîd konferansı sonuç bildirgesi: Mezar yerleri açıklansın
18:08 Özel’den ‘kongre davası’ açıklaması
17:57 Sakine Cansız Kadın Festivali başladı
17:40 DFG ve MKG: Zeynep Durgut’un yanındayız
17:35 Şêx Seîd isyanının toplumsal bellekteki yeri tartışıldı
17:28 Antalya’da orman yangını
17:14 'Perihan Sevda Erkılıç’ın beslenme ve tedavi hakkı gasp ediliyor'
17:07 2 günde 111 yangın çıktı
16:48 30 yılın ardından tahliye edilen Engin’e kitlesel ziyaret
16:23 Ayşegül Doğan: Demokratik bir yaşam inşa edeceğiz
16:14 Sebahat Tuncel: Engellilere bakış açısını değiştirebiliriz
16:05 Rojin Kabaiş’in ailesi dosya savcısıyla görüştü
15:47 Sekasur’da kum ocağına karşı nöbet!
15:41 Roboskî Katliamı 162'nci ayında: Adalet sağlanmadan barış olmaz
15:14 Hasta tutsaklar için tahliye çağrısı
14:42 Af Örgütü’nden Galatasaray Meydanı için kampanya
14:25 Bayındır’dan partilere: Öcalan’ın ulusal kongre çağrılarına cevap verin
14:22 Çukurova TUAY-DER kongresi: Öcalan'ın çağrısı çözüme kapı araladı
14:21 'Barış iddiası varsa ihraçlar iade edilmeli'
14:20 Engelliler İçin Demokratik Toplum Konferansı: Sürecin öznesi olmalıyız
14:15 Tülay Hatimoğulları: Yasal adımlar atılmalı, KHK'lilerin sorunları giderilmeli
14:04 Demokratik Birlik İnisiyatifi Wan'da toplandı
13:41 Kayıp yakınları 3 kentte adalet talep etti
13:32 Şêx Seîd isyanının Kürdistan’a etkisi tartışıldı
13:27 Bin 57'nci hafta: 5 kişinin failleri yargılansın
13:06 Göçük altında kalan işçiler hayatını kaybetti
12:57 Çiğli ve Akhisar'da orman yangını
12:33 Çocuğa polis işkencesi davasında karar bozuldu: İndirim yapılmadı!
12:29 Amed’de çıkan yangın söndürüldü
11:40 Öldürüldüğü iddia edilen Ceylan'a dair açıklama
11:34 DEM Parti ABD’de süreç eksenli temaslarda bulundu
11:23 HPG BİM: Türk ordusunun saldırıları sürüyor
11:21 Anevrizma hastalığı olan tutsağa 'revirde ameliyat' önerisi!
10:59 Ceyhan'da bir kadın katledildi
10:58 Yıldırım katledileli 12 yıl oldu: Mücadelesine sahip çıkacağız
10:48 Mazlum Erenci mezarı başında anılacak
10:44 Erdîş Bahar Şenliği'ne katılan sanatçılar: Kültürümüze sahip çıkalım
09:17 9 kent için 'sarı kod' uyarısı
09:10 Madımak'ın tanığı: Aleviler eşit yurttaş olarak görülmeden barış sağlanmaz
09:10 Sel nedeniyle evleri zarar gören yurttaşlar çözüm istiyor
09:09 Zeynep Durgut'a tehdide gazetecilerden tepki: Cezasızlık politikası mafyaların önünü açıyor
09:08 İHD'li Pınar Zengin: Öcalan'ın fiziki özgürlüğü sürece katkı sunar
09:07 100 yıldır mezar yeri açıklanmayan Şêx Seîd'in torunu: Adil barışa destek sunarız
09:06 Petrol kuyuları yarım asırlık köyün kaynak sularını kuruttu
09:06 Mağduru oynayan avukata mahkeme aranıyor!
09:04 Ağır hasta tutsak Fatma Tokmak için yeni başvuru: Durumu çok ağır
09:00 28 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
00:00 Trump, İran'a yaptırımların hafifletilmesi çalışmalarını durdurdu
27/06/2025
23:57 İmamoğlu'ndan Özgür Özel için destek çağrısı
23:49 13 yaşındaki çocuk boğularak yaşamını yitirdi
23:06 Amed ilçelerinde halk toplantıları sürüyor
22:55 Bakan Yumaklı: Sadece bugün 67 yangın çıktı
22:18 Erdîş’te binlerce kişi şenlikte buluştu
22:12 'Demokratikleşme Cumartesi Meydanı'ndan geçer'
21:59 Suriye'de Gazeteci Hesen Zaza gözaltına alındı
21:55 Tetwan Kültür ve Sanat Festivali başladı
21:18 2 vekil DEVA Partisi'nden istifa etti
21:14 Köyü basan askerler 'kaçakçılık' gerekçesiyle evleri aramak istedi
20:33 İsrail’in İran’a saldırılarında bin 190 kişi yaşamını yitirdi
20:26 Özel sektör öğretmenlerinden çağrı: Meclis çözüm bulmak zorunda
20:17 İzmir yangınlarında 1 tutuklama 3 gözaltı
19:39 ABD'de 'doğumla vatandaşlık hakkına sınırlama' yolu açıldı
18:22 CPJ’den yetkililere muhabirimiz Zeynep Durgut için çağrı
18:18 Putin: Ukrayna’yla üçüncü tur müzakerelere hazırız
17:59 IPI raporunda Zeynep Durgut ve Berivan Kutlu’ya yer verdi
17:56 Bornava'da yangın büyüyor: Mahalle tahliye edildi
17:47 Kayyım yönetimi, hem icrayı hem de AKP’li 27 avukata vekalet verilmesini kabul etti
17:38 Bursa'da orman yangını
17:34 7 kez 'cezaevinde kalamaz' raporu verildi, ama tahliye edilmedi
17:12 İran’dan 4 Beluc yurttaşa idam cezası
16:49 Şêx Seîd, Seyîd Rıza ve Seîdê Kurdî'nin mezar yerleri için önerge
16:38 İktidarın zam teklifi açıklandı
16:27 İstanbul’da avukata tehdit: Savunma hedefte
15:55 Hak örgütleri sürece katkı için çalışmaya başladıklarını deklere etti
15:43 İzmir ve Balıkesir'de tarım alanlarında yangın çıktı
14:42 Konut almaya hak kazanan depremzedeler için 45 gün süre
14:19 Aliağa'daki yangın kontrol altına alındı
14:13 TTB Sağlık Bakanlığı önünden seslendi
14:00 DYO işçileri eylemde
13:39 Cezaevleri raporu: En temel insani haklar dahi askıya alındı
13:37 İngiltere Parlamentosu’nda Abdullah Öcalan’a özgürlük çağrısı
13:10 Derya Ren’ın beraat kararının gerekçesi açıklandı
12:53 DTSO'dan 'Gölgede Kalan' temalı fotoğraf yarışması
12:38 DEM Parti'den asgari ücrete zam talebi
12:37 Hindistan ve Çin sınır anlaşmazlığı için kalıcı çözüm arayışları
12:32 Taciz failinin şikayetiyle yargılanan psikoloğa beraat
12:31 Aliağa'da yangın tekrar başladı
12:29 Abdullah Öcalan: Şeyh Said bir halkın sesiydi, geri adım atmadı
12:26 Çocuk istismarından 28 yıl ceza verilip tahliye edilen eğitmen sırra kadem bastı
12:21 Dep Belediye eşbaşkanı görevden alındı
11:31 Şırnak Gazeteciler Cemiyeti: Zeynep Durgut'un yanındayız
11:30 TİS talepleri: Satış sözleşmesini değil, grev hakkını savunuyoruz
11:25 Sadece okunması 90 gün sürecek karara itiraz süresi 7 gün
11:24 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
10:56 Ayşegül Doğan: Süreci destekleyecek gelişmelere ihtiyaç var
10:22 Eski belediye eşbaşkanın tahliyesi 3 ay engellendi
09:22 Eğitimde iyileşme tümden değişimle mümkün
09:20 Antalya'da iki bölgede orman yangını
09:10 AKP’li Belediye ‘usulsüz’ ihaleleri ‘güvenliğe’ bağladı!
09:10 Çocuk Hakları Merkezi Başkanı: Tutuklanma çocuklarda suç oranını artırıyor
09:10 Amed'ten iktidara: 'adım at, operasyonlarını sonlandır' çağrısı
09:09 Yazar Mahir Sayın: Ortadoğu'da tek seçenek Demokratik Konfederalizm
09:09 Kadınlardan Gimgim’de yapılacak festivale çağrı
09:09 Meral Danış Beştaş: Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye’ye ‘iç sorunlarını çöz’ diyor
09:09 Çatışmalı süreçte ailesinden 4 kişiyi yitirdi: Devlet acil somut adım atmalı
09:08 Wan ve Qers sokaklarından krize çözüm: Sürecin barışa evrilmesi
09:01 2 oğlunun cenazesi kaldırıma gömülen baba: Barış acımızı dindirir
09:00 27 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
00:04 Şirnex'te 5 bölge 'özel güvenlik bölgesi' ilan edildi
26/06/2025
23:54 Bakırhan İngiltere'de: Öcalan’ın fikirlerinin hayata geçmesi kritik önemdedir
23:06 Dêrik'te Abdullah Öcalan için kitlesel yürüyüş
22:49 Farqîn ve Xana Axpar’da halk toplantıları: Devlet somut adım atsın
22:07 Erdoğan, Katar Emiri ile görüştü
21:50 Çetin Arkaş için çağrı: Vakit kaybetmeden hasta tutsaklar serbest bırakılmalı
21:21 Madde bağımlılığına karşı broşür dağıtıldı
20:33 18 yaşındaki Oya Budak ayrıldığı erkek tarafından katledildi
19:54 Buca işçilerinin eylemi kazanımla sonuçlandı
19:51 Emekliler hakları için sokağa çıktı
19:25 Gazeteci Metin Yoksu tutuklandı
19:01 DEM Parti Fethiye'de kadınlarla buluştu
18:58 Riha'da KHK'liler için eylem