ANKARA - TMMOB, mesleklerinin işleviz hale getirilmesine karşı yürüyüş yaparak, "Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı, artık diplomalı işsizliğin, yurtdışına zorunlu göç etmenin sembolü haline gelmiştir" dedi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), “Emeğimiz mesleğimiz ve ülkemiz için mücadele edeceğiz” şiarıyla Makina Mühendisleri Odası (MMO) Eğitim ve Kültür Merkezi önünde bir araya gelerek, Madenci Anıtı'na yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte, “Soma’nın hesabı sorulacak”, “Hak hukuk adalet, demokratik Türkiye” sloganları atılarak, “Emeğimiz mesleğimiz ve ülkemiz için mücadele edeceğiz” pankart açıldı.
DİPLOMALI İŞSİZLER
Yürüyüş sonrası açıklama yapan TMMOB Yürütme Kurulu üyesi Hülya Küçükaras, "Ekonomik krizlerin süreklilik kazandığı, demokrasi ve hukuk mekanizmalarının işlemez hale geldiği, toplumsal yaşamın kutuplaştırıldığı bir dönemdeyiz. Bu koşullarda mesleğimizin kamusal işlevi küçümsenmekte; bilimsel bilgi ve teknik akıl dışlanmakta, kentlerimiz, doğamız, emeğimiz ve mesleğimiz piyasaya teslim edilmektedir" dedi.
Hukukun siyasallaştığını, Meclis’in etkisizleştirildiğini, Anayasa ve yasaların anlamsızlaştırıldığını belirten Hülya Küçükaras, "Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı, artık diplomalı işsizliğin, yurtdışına zorunlu göç etmenin sembolü haline gelmiştir. Bizler; ne mesleklerimizi ne de mesleklerimizin kamusal sorumluluklarını yerine getiremez bir hale gedik” diye belirtti.
MÜCADEYE ÇAĞRI
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının önemli bir bölümünün işsiz olduğuna işaret eden Hülya Küçükarslan şöyle devam etti: “Kamusal yatırımlar artırılmalı, planlı istihdam sağlanmalı, mesleki yetkinlik esas alınmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme uygulamalarına son verilmelidir. İş ve istihdam alanındaki tahribat giderilmeli, üretimin ithal bağımlılığı azaltacak ve ulusal katma değer zincirini yüksek katma değer üzerinden kesintisiz sürdürmeyi sağlayacak kamu girişimleri yaratılmalıdır. Niteliksiz eğitim politikaları, meslek alanlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açmaktadır. Üretim, sanayi, enerji ve altyapı yatırımları kamusal anlayışla; bağımsız ve çevre dostu biçimde ele alınmalıdır. Gerçek kalkınma ancak toplumsal yarar ile mümkündür. Bu sebeple aydınlık yarınlarımız için hep beraber mücadeleye çağırıyoruz.”