İSTANBUL - Tedavi için sevk edildiği Kırşehir Cezaevi'nde gardiyanların şiddetiyle karşılaşan Emre Erdem, gardiyanların "Guantanamo'ya hoş geldin. Burası Guantanamo. Daha önce bildiğin, gördüğün her şeyi unut. İmralı 1, burası 2" dediğini aktardı.
Hastalığının tedavisi için Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne sevk edilen ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) hasta tutsaklar listesinde yer alan Emre Erdem, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde tehdit edildiğini belirtti. 2016'da "örgüt üyesi olmak" iddiasından 10 yıl hapis cezası verilen Erdem, durumunun kötüleşmesi, tedavisinin yapılması için 24 Nisan'da Marmara Cezaevi'nden sevkinin yapıldığı Kırşehir S Tipi Cezaevi'ne gardiyanların şiddetine ve ölüm tehditleriyle karşı karşıya kaldı.
Vertigo, bacak ve eklem ağrıları, görme kaybı, dış hastalıkları, yürüme ve hareket güçlüğü, baş dönmesi, denge kaybı, beslenmeye bozukluğuna bağlı sürekli zayıflama sorunları yaşayan Erdem, cezaevinde yaşadıklarını ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde aktardı. Görüşmenin ses kaydına göre, Erdem, "Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne girer girmez infaz koruma memurları bana 'Guantanamo'ya hoş geldin. Burası Guantanamo. Daha önce bildiğin gördüğün her şeyi unut. İmralı 1, burası 2' dedi. Birinci gününde bana tarafsız olan 2 kişi ile aynı koğuşta kalmam dayatıldı. Ancak kabul etmediğim de bu defa tekrar 'Burada kanun yok, bizim sana ne yapacağımızı göreceksin, burada örgüt yok, yapamazsın da bizimle iyi geçinmelisin, yoksa sonu kötü olur' denilerek tehdit edildim" ifadeleriyle yaşadıklarını anlattı.
Görüşmede, çok sayıda gardiyan tarafından darp edildiğini ve ölüm tehdidi aldığını belirten Erdem, tarafsız olarak tabir edilen 2 tutuklunun yanına zorla konulduğunu, koğuştan çıktığını beyan etmek için çağırdığı gardiyanlar tarafından saldırıya uğradığını dile getirdi. Erdem, yaşananları ailesine anlattığı ses kaydında, şu ifadeleri kullandı: "Tekrar koğuştan ayrılmak istediğimi söyleyince de 'İçeride birbirinizin kanını dökmeden sizi odadan almayız' denildi. Ben yine kabul etmeyince bu defa orada bulunan bütün gardiyanlar tarafından fiziki saldırıya uğradım. 10 dakika boyunca şiddet gördüm, ağır hakaretlere maruz kaldığım, hasta olduğumu, vertigo hastalığımın olduğunu, kemik çürümesi olduğunu söylememe rağmen 'Başlarım senin hastalıklarına' denilip darp edildim. Elim ve kollarım mosmor olmuş, sırtımda yara izleri var. Yine parmağımı ezmişler ve elime bu yüzden pansuman yapıldı. Sol kol ve sağ kolumu rahat oynatamıyorum. Ameliyatlı ayağıma vurdular, bunu belirtmeme rağmen vurmaya devam ettiler. Cezaevi müdürü, 'Burada yasa, kanun biziz. Burada kimsenin sözü geçmez. Biz ne dersek odur. Biz ne dersek bize uyacaksınız, karşı çıkamazsınız. Yoksa biz sana ne yapacağımızı biliriz' dedi. 'Yasa, yönetmelik var' dedim. Ama onlar, 'Burası öyle bir yer değil. Gördüğün diğer yerleri unut. Bu cezaevi Türkiye'de bir tanedir, başka da buna benzer bir cezaevi yok' diye yanıt verdiler."
'SUSTUĞUM İÇİN ÖLMEDİM'
Erdem, devamında yaşadıklarını şöyle aktardı: "Bu diğer hak ihlalleri gibi değil, çok ciddi bir durum. Eğer sonrasında susmasaydım öldürülecektim, sustuğum için ölmedim. Gardiyanlar, 'Buraya geldin, seni burada rahat bırakmayız. Barış filan bizi ilgilendirmez. Mesela ben hasta olduğum için revire çok gidiyorum. 'Ben de beni merdivensiz olan yere koyun diyorum. 'Öyle mi' deyip sonra dövmeye başlıyorlar. Elimi kolumu tutuyorlar, 6,7 kişilik gardiyan grubu tekme atıp vuruyorlar. Ayakkabısının izi benim elimde çıktı, derisi de kaldı. Kameralar filan hepsi var. 30, 40 metre beni yerde sürüklüyorlar."
DİSİPLİN SORUŞTURMASI
Erdem'in ses kaydında, gardiyanların saldırısı sonrasında yerden kalkacak halinin olmadığını belirterek, "Yerden kalkamadım ve bayılmaya yakın gibi bir halde beni hastaneye götürdüler. Hastanede darp raporu verilmemesi için gardiyanların yoğun çabası oldu. Gardiyanlar doktorlara 'Baş dönmesi şikayeti var' dedi. Israrım üzerine darp raporu aldım. Olaydan kaynaklı hakkımda disiplin soruşturması başlatıldı" dedi.
CEZEVİNDE İNTİHAR İDDİALARI
Telefon görüşmesi ardından Erdem'le görüşmeye giden avukatlar, müvekkilinin telefon görüşmesinda anlattıklarıyla beraber farklı olarak şunları anlattığını aktardı: "Kaldığım yerde hasta tutsak olarak şartlar hiç uygun değil. Koğuş küçük, yürüme alanı dar. Havalandırma günde 1 saat. Çamaşır yıkama-kurutma alanı yok. Koşulları daha iyi bir hapishaneye götürülmem gerekirken, çok daha kötü koşullarda bir hapishane ve koğuşa götürüldüm. Yine hapishanede kulaktan kulağa intiharların çok olduğu, memurların psikolojik baskılarından kaynaklı 10'a yakın mahpusun intihar ettiği duyumu var. Kendi koğuşumda bulunan Hamza Hamza isimli Rojavalı tutsağın da daha önce bu nedenle bir intihar girişimi olmuş."
MA / Ömer İbrahimoğlu