BEDLÎS - Tetwan Kültür ve Sanat Festivali'nde “kültürel soykırım” panelinde konuşan Jinda Ceylan, "Neolitik kültürden uzaklaştırıldık ve şu anda kapitalist zihniyetin kalıplarına göre yaşıyoruz. Köklerimize dönmek için çaba göstermeliyiz” dedi.
Bedlîs'in Tetwan ilçesinde belediyenin 27 Haziran'dan bu yana düzenlediği Kültür ve Sanat Festivali devam ediyor. Festivalde “kültürel soykırım” konulu bir panel düzenlendi. Belediyenin konservatuarnda düzenlenen panelin moderatörlüğünü yazar Elif Gemicioğlu Yaviç yaptı. 32 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Jinda Ceylan ve sanatçı Kasım Taşdoğan da panele konuşmacı olarak katıldı.
Sanatçı Taşdoğan, bir kültürün yok edilmesiyle o topluluğun da yok edilebileceğini söyledi. Kürtlerin tarih boyunca soykırıma maruz kaldığına dikkati çeken Taşdoğan, "Zîlan Deresi, Maraş ve benzeri. Aynı şekilde ormanların yakılması da bir soykırımdır, çünkü biz köklerimizden koparılıyoruz. Yine Hasankeyf büyük bir kültürel yıkımın adıdır. Kapitalizm, kültürümüzü körelttiği ve bizi köklerimizden uzaklaştırdığı için üzerimizde büyük etkiler yarattı. Türkiye bir ulus devlettir ve bu ulus devletin kültürü Kürt halkına dayatılıyor. Bugüne dek yazamadığımız, kültürümüzü tanıtamadığımız için Arapça, Farsça ve Türkçe üzerinden tanınıyoruz. Üretmeli, konuşmalı, kendimizi tanıtmalı ve egemen kültürlerin etkisi altına girmemeliyiz" dedi.
‘KÖKLERİMİZE DÖNMELİYİZ'
Jİnda Ceylan ise, "Kültürün temeli ekmektir ve yaratım gücünden doğar. İnsanlar ekmeye başladığı zaman topluluk ve paylaşım da başlamıştır. Bu durum yalnızca doğa ile ilişkili kalmamış, aynı zamanda insanlığın değeri haline gelmiştir. Ekme ve üretme hem maddi hem de manevi öğeleri beraberinde getirir. Kültür, insanın var oluşudur ve onun temelinde dil yatar. Bugünün çocukları Kürtçe konuşamıyor ve bu da pek çok yönden özellikle kadınları ilgilendiriyor. En büyük talebimiz Kürtçenin resmi bir statü kazanması olmalıdır. Eğer biz bugün dilimize ve kültürümüze sahip çıkmazsak, binlerce yıllık mirasımızı kaybedeceğiz. Köklerimizden uzaklaştığımızda geriye çorak bir toprak kalır. Kadınlar yaratmıştır ve ‘ya siz ya da hislerim beni doğurdu’ sözü kültürel soykırımı çok iyi tanımlar. Artık hislerimizin parçalanmasına izin vermemeli, kendimizi korumalıyız. Biz neolitik kültürden uzaklaştırıldık ve şu anda kapitalist zihniyetin kalıplarına göre yaşıyoruz. Köklerimize dönmek için çaba göstermeliyiz” diye konuştu.
Panel soru-cevap bölümüyle son buldu.