AMED – MKG, Ağustos ayı itibariyle 5 kadın gazetecinin halen tutuklu bulunduğunu açıkladı.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) 2025 Ağustos Ayı Hak İhlalleri Raporu'nu açıkladı. Gazetecilerin doğrudan tehdit edildiği, haber takibinin engellendiği ve yargı taciziyle karşı karşıya bırakılmalarının devam ettiği vurgulanan raporda, kadın gazetecilerin aynı zamanda dijital medya üzerinden tehdit edildiği bilgisine yer verildi. Gazetecilerin kriminalize edilmesinin çeşitli biçimlerde devam ettiği aktarılan raporda, buna örnek olarak gazeteci Rahime Karvar hakkında verilen elektronik kelepçe kararı gösterilerek, bu durumun ifade özgürlüğünü kısıtlayan cezalandırıcı yöntemlerin normalleştirilmesi olarak yorumlandı.
Raporda, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM)'nin, uzun süre tutuklu kalan JINNEWS Haber Müdürü Öznur Değer ve gazeteci Dicle Müftüoğlu'nun başvurularında kısmi ihlal kararı verilmesinin de ifade özgürlüğünü koruma açısından yetersiz oluğu kaydedildi. Gazetecilerin uzun süre tutuklu bırakılması, dosyalarda kısıtlılık kararlarının verilmesi ve tarafsız olmayan yargılamalarla adalete olan güveni sarstığı vurgulandığı raporda, "Gazetecilerin mesleklerini sürdürmelerinin önündeki engeller yalnızca fiziksel tehdit ve yargı taciziyle sınırlı değildir. Ekonomik baskılar da bir tür sansür işlevi görmektedir. Nefes gazetesinde 13 basın emekçisinin işten çıkarılması, medya alanında güvencesizliğin ve örgütsüzlüğün gazeteciler üzerindeki yıkıcı etkisini bir kez daha gözler önüne sermiştir" denildi.
YEREL BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILAR
Basın İlan Kurumu'nun Mersi'nde 8 gazetenin ilan hakkını süresiz durdurmasının ekonomik baskıların sistematik hale geldiğinin göstergesi olduğunun altı çizilen rapora, kararın yalnızca yerel basını değil, haber alma hakkının da doğrudan zedelediği vurgulandı. Dijital alanda ise erişim engelleri, hesap kapatmaları ve ilan yasakları yoluyla bağımsız medyanın sesi kısılmak istendiği belirtilen raporda, "Yeni Yaşam, Xwebûn, Ajansa Welat, Kaos GL ve ETHA gibi medya kuruluşlarının dijital medya hesaplarının engellenmesi, eleştirel basını görünmez kılmaya dönük bilinçli bir müdahaledir. Dijital ablukalar, yalnızca basın özgürlüğünü değil, toplumun demokratik katılım kanallarını da kapatmaktadır" ifadelerine yer verildi.
Basın üzerindeki baskıların sadece Türkiye ile sınırlı olmadığı, Filistin'deki savaş ve işgal koşullarında gazetecilerin doğrudan hedef alındığı, kadın gazeteciler dahil çok sayıda gazetecinin katledildiği hatırlatılan raporda, şu ifadeler kullanıldı: "İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarında, aralarında gazeteci Meryem Ebu Dekka'nın da olduğu 6 gazeteci katledildi. Gazeteci Meryem Ebu Dekka, Independent Arabia ve AP'nin de bulunduğu çeşitli medya kuruluşlarında gazetecilik yapıyordu. Gazze'de son aylarda yaşanan saldırılarda, haber takibi yapan gazetecilerin yaşamlarını yitirmesi, basın özgürlüğünün evrensel ölçekte nasıl yok sayıldığını göstermektedir. Gazetecilerin katledilmesi, yalnızca bireysel yaşam hakkına değil, tüm toplumların bilgi alma hakkına yönelik bir saldırıdır. Bu durum, basının susturulmasının küresel bir siyaset haline getirildiğini göstermektedir."
Filistin'de katledilen gazetecilerin anıldığı raporda, "Onların mücadelesinin bizlere bıraktığı hakikat arayışını büyütme sorumluluğunu bir kez daha yineliyoruz" denildi.
Kadın gazetecilerin yalnızca mesleki faaliyetleri nedeniyle değil, kadın kimlikleri nedeniyle de çifte ayrımcılığa uğradığının altı çizilen raporda, şunlar kaydedildi: "Erkek egemen zihniyet, kadınların kamusal alanda söz söylemesini tehdit olarak görmektedir. Bu nedenle gazeteciler, hem gazeteci oldukları için susturulmakta hem de kadın oldukları için hedef alınmaktadır. Gazetecilerin yaşadığı bu ikili baskı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin medya alanında ne kadar hayati olduğunu göstermektedir. Özgür ve demokratik bir medya düzeni ancak gazetecilerin güvenli ve eşit koşullarda çalışabildiği bir ortamda mümkündür."
TALEPLER
Kadın gazetecilere yönelik baskılara derhal son verilmesi çağrısı yapılan raporda, gazetecilere yönelik yargı süreçlerinin tarafsız, adil ve şeffaf bir şekilde işletilmesi, dijital sansürün kaldırılması, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması, çatışmalı bölgelerde gazetecilerin yaşam hakkının korunması için uluslararası mekanizmaların güçlendirilmesi istendi.
5 KADIN GAZETECİ TUTUKLU
Raporda, Ağustos ayında bir gazetecinin kötü muamele gördüğü, birinin tehdit edildiği ve birinin haber takibi sırasında engellendiği, 5 kadın gazetecinin tutukluluğunun devam ettiği, 13 gazetecinin işine son verildiği belirtilerek, 8'i internet, 5'i dijital medya olmak üzere 13 sayfanın erişime kapatıldığı bilgisi paylaşıldı.