Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te DAİŞ tarafından gerçekleştirilen katliam davasının karar duruşmaları görülüyor. Aileler ve avukatların hukuk ve adalet dersi verdiği yargılamada, devlet ise kendisini korumaya ve 3-5 sanığı cezalandırmaya odaklanmış durumda.
Suriye'de 7 yıldır süren iç savaş, ilk kez gerçek muhatapların masaya oturması ile çözüm doğrultusuna girdi. Kuzey Suriye güçleri ile rejim çözüm masasına otururken, dış müdahaleci konumda olan Türkiye ve İran için sona yaklaşılıyor.
ABD’nin Türkiye’de 21 aydır tutuklu bulunan din görevlisi Andrew Brunson konusunda gösterdiği tepkiye Türkiye hükümeti de aynı şiddette karşılık verdi. Meselenin her iki ülke yönetimi tarafından büyütülerek ön plana çıkarılması, “tarafların olası krizden beklentileri” olduğunu gösteriyor.
Suriye'de 7 yıldır süren iç savaşın Rakka'nın DAİŞ'ten arındırılması ile sonlanma sürecine gireceği beklentisi oluşsa da, iç ve dış güçlerden gelen hamleler ile sahadaki durum daha sıcak bir hal aldı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş ile birlikte açıklanan yeni yönetim kabinesi her adımda tasarlanmış mesajlarla dolu. Hem törende verilen mesajlar hem de kabineye alınan isimler, Erdoğan’ın önümüzdeki süreci “sistem dönüşümünü tamamlama” olarak ele alıp, işi sıkı tutacağının göstergesi.
24 Haziran baskın seçimlerinin en büyük kazanımlarından biri, sosyalist isimlerin HDP çatısı altında Meclis’te güçlü bir temsiliyet elde etmeleri oldu. TİP ile başlayan sosyalist temsiliyet, Kürt hareketiyle HDP çatısı altında kurulan ittifakla yeni bir aşamaya taşındı.
Daha öncesinden kurgulanmış hissi uyandıran seçim sonuçlarında küresel güçlerin etkisi merak ediliyor. Tartışmalı seçim sonuçlarının gizemi ise İngiltere ziyareti ve ardından batının değişen tutumunda gizli.
Tartışmalı seçim sonuçları üzerinden HDP’nin gerçek oylarının Demirtaş’ın aldığı yüzde 8.5’luk oy olduğu ve partinin diğer kesimlerin desteği ile barajı geçtiği iddiası gündemde. Halbuki Demirtaş’ın partisinden az oy alması, bir kesim Kürt seçmenin Muharrem İnce ikinci tura kalsın diye yaptığı stratejik tercihten kaynaklı.
Sonuçları itibariyle tartışma yaratan seçim sonuçları, Türkiye’yi önümüzdeki dönemde nelerin beklediğinin de ipuçlarını veriyor. Seçim sisteminin artık daha güvenilmez hale geldiği Türkiye’de, değişim talebi ortaya çıkan seçim sonuçlarıyla artık daha da belirgin.
Suriye'de 7 yıldır devam eden iç savaşta etkin rol oynayan İran'ın sınırlandırılması için diplomatik hamleler hızlandı. Irak-Ürdün sınırında İran'ın "Şii Hilali"ne karşı tampon bölge oluşturulmak istenirken, Efrîn konusunda Rusya ile Türkiye arasındaki pazarlıklar sürüyor.
Diyarbakır’a her geldiğinde Kürt sorununa dair farklı ifadeler kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarının ilk günlerinde sarf ettiği “Düşünmezseniz böyle bir sorun yoktur” noktasına geri döndü. Erdoğan, seçim beyannamesinde de soruna hiç yer vermedi.
Kritik 24 Haziran baskın seçimlerinde son viraja girilirken, muhalefetin gündeminde “Erdoğan’a karşı kim” sorusu var. Partiler arası görüşmelerin tavan yaptığı şu günlerde isim tartışmaları da Ankara’nın en hararetli gündemi.
CHP’nin 15 milletvekili transfer ederek İyi Parti’nin Meclis’te grup kurmasına ön ayak olması MHP çizgisinde iki grubun temsil edilmesini beraberinde getirdi. Buna karşılık, seçmenin tercihi ile Meclisin 3’üncü büyük partisi olan HDP; CHP, AKP ve MHP’nin konsensüsü ile yavaş yavaş Meclis’ten tasfiye ediliyor.
Türkiye baskın seçime kilitlenirken, seçmen iktidar ve iktidara benzer politikalar öneren “muhalefet” arasında tercihe zorlanıyor. Oysa seçmen, 7 Haziran ve sonrasında demokratik bir alternatifin daha olduğunu gördü.
Yaklaşık olarak 16 yıldır iktidarda olan AKP’nin yaşadığı en kritik dönemler ve zor dönemlerde devreye giren Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal, AKP’nin iktidarını uzatma imkan ve zeminini sunuyor. Bahçeli’nin bir kez daha baskın seçim çağrısı yapması yeniden bu rolüne hatırlattı.