ANKARA - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne "umut hakkı"na dair bildirimde bulunan kurumlar, yasal düzenleme yapılması noktasında Türkiye'ye çağrıda bulundu. Açıklamada, "koşullu salıverilme yasağını içeren tüm hükümler kaldırılmalı" denildi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AK BK), 15-17 Eylül tarihlerinde yapacağı toplantıda “umut hakkı”nı gündemine alacak. Bir süre önce komiteye bildirimde bulunan insan hakları ve hukuk örgütleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Metin Bakkalcı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz ile Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar toplantıya katıldı.
ÖHD'li avukat Hülya Yıldırım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a ilişkin 2014 yılında verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını hatırlatarak, “2003 yılında Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından yapılan başvuru sonucunda AİHM, 18 Mart 2014’te karar vermiştir. Bu kararda, Sayın Öcalan’ın şartlı salıverilme hakkı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması umut hakkı bağlamında değerlendirilmiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesine aykırı bulunmuştur. Bu karar Türkiye aleyhine verilen ilk umut hakkı kararıdır ve bu yönüyle tarihidir” dedi.
KOMİTENİN KARARLARI HATIRLATILDI
Aynı yönde verilen diğer kararlara değinen Hülya Yıldırım, "Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan dosyalarında da AİHM ihlal kararı vermiştir. Ancak aradan geçen on bir buçuk yıla rağmen Türkiye, Öcalan (2) kararından başlayarak bu ihlalleri ortadan kaldıracak hiçbir düzenleme yapmamıştır. Bu nedenle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’ye yönelik denetim süreci başlatmak zorunda kalmıştır" diye kaydetti.
Hülya Yıldırım, Bakanlar Komitesi’nin 19 Eylül 2024’te aldığı ara kararları hatırlatarak, “Komite, ağırlaştırılmış müebbet cezalarının belli bir sürenin ardından gözden geçirilebilmesini sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulmasının zorunlu olduğunu yinelemiştir. Türkiye’de bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmemesinden duyduğu derin endişeyi ifade etmiş, gerekli adımların gecikmeksizin atılması çağrısında bulunmuştur. Ayrıca Türkiye’den ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine ilişkin güncel bilgi talep etmiştir. Bu karar, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğini açıkça ortaya koymaktadır" dedi.
‘BİNLERCE MAHPUS UMUT HAKKINDAN MAHRUM’
Hülya Yıldırım, “Öcalan (2), Kaytan, Gurban ve Boltan kararlarının üzerinden on yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen başvurucular da dahil binlerce mahpus umut hakkından mahrum bırakılmaktadır. Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite’nin 14 Ağustos 2024 tarihli raporunda, Türkiye’de halen 4 binden fazla ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsünün bulunduğu belirtilmiştir. Bu ceza rejimi ağır ve yıkıcı sonuçlar yaratmaktadır, insanların yaşamlarını, ailelerini ve gelecek umutlarını yok etmektedir” diye konuştu.
BM İşkenceye Karşı Komite’nin çağrılarını da hatırlatan Hülya Yıldırım, “Komite, Türkiye’nin Ceza Kanunu’nu ve 5275 sayılı infaz kanununu gözden geçirerek, müebbet hapse çarptırılanların makul bir süre sonra tahliye edilme veya cezalarında indirim imkânına kavuşmasını tavsiye etmiştir. Oysa Türkiye’nin hazırladığı hiçbir eylem planında bu adımlara yer verilmemiştir. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk taahhüdünden uzaklaştığının göstergesidir" ifadelerini kullandı.
Hülya Yıldırım, şunları söyledi: "Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024’te Meclis’te yaptığı konuşmada, ‘İmralı’daki hükümlü için umut hakkı tartışmaya açılmalıdır’ demiştir. Buna karşın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 14 Mayıs 2025’te hiçbir yasal düzenleme yapılmayacağını açıklamıştır. Bu açıklama, hükümetin isteksizliğini ve AİHM kararlarını yerine getirmeme tavrını açıkça göstermektedir."
TALEPLER
Hülya Yıldırım, şu talepleri sıraladı: "Bizler, Bakanlar Komitesi’nden Öcalan (2), Gurban, Kaytan ve Boltan kararlarının uygulanmasını etkin şekilde izlemesini talep ediyoruz. Bu dosyaların Komite’nin düzenli insan hakları toplantılarının gündemine alınmasını istiyoruz. Türk hukukunda koşullu salıverilme yasağını içeren tüm hükümlerin kaldırılması gerekir. Gurban grubu davalarının hızlandırılmış prosedür kapsamında kalmasını talep ediyoruz. Türkiye’den ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine dair ayrıntılı istatistiksel bilgi istenmelidir. Ayrıca Komite Başkanı veya Genel Sekreter tarafından Türkiye’ye, Reykjavik Demokrasi İlkeleri bağlamında bir bildirim gönderilmesini istiyoruz. Türkiye, Avrupa Konseyi üyesidir, AİHS’ye taraftır ve AİHM kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Buna rağmen yıllardır hiçbir adım atmamıştır. Binlerce insan umut hakkından mahrum bırakılmaktadır. Bizler, bu hukuksuzluğa son verilmesi için Türkiye’yi acilen uluslararası kararları yerine getirmeye davet ediyoruz.”
BAKKALCI: TÜRKİYE SUÇ İŞLİYOR
Metin Bakkalcı, Türkiye'nin üyesi olduğu konseyin hükümlülüklerini yerine getirmediği için suç işlemediğini söyleid. Bakkalcı, "AİHM zaten buna dayalı olarak ihlal kararı vermeye başladı. Bu işkencedir. Bütün insanlar için geçerlidir" dedi.
KAYA: UMUT HAKKI SÜREÇ AÇISINDAN HAYATİ
ÖHD’li Şevin Kaya, "umut hakkı"nın uygulanmasının Barış ve Demokratik Toplum Süreci açısından “hayati” olduğuna dikkat çekerek, “Sayın Öcalan’ın özgürlüğü toplumsal siyasetin ve demokrasinin önünü açılması demektir” dedi.
YILMAZ: DÜZENLEME YAPILMALI
ÇHD Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, tüm cezaevlerinde sorunların yaşandığını ifade etti. Yılmaz, "Bir hükümlünün müddetnamesine ölünceye kadar yazılması kadar insan haklarına hukuka aykırı bir durum olamaz. Türkiye’de zaten hukuk yok. Bu yargılamaların sonucunda tahliye tarihi olmaması işkencedir. Bir an önce hukukun tüm hükümlülere uygulanması gerekmekte. İnfaz rejiminde bir düzenleme yapılması ve bu sorunun çözülmesi gerekir” diye konuştu.
KÜÇÜKBALABAN: ÖCALAN BARIŞIN AKTÖRÜ
Hüseyin Küçükbalaban ise, cezaevlerinde yaşananları "inceltilmiş, zamana yayılmış bir idam" olarak nitelendirdi. Küçükbalaban, "Velev ki sadece Öcalan’a uygulanacak bir yasa olsun. Bugün Kürt sorunu tartışılıyor. Öcalan bu meselenin en kritik isimlerinden bir tanesi. Sürecin ilerlemesi konusunda ciddi çabası var. Türkiye’ye barışın gelebilmesi için ciddi çabası olan bir aktör. Sadece ona uygulanacak olsa bile Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi gerekir" dedi.
Konseye bildirimde bulunan kurumlar şöyle:
* Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)
* ÇHD
* Amed Barosu
* Colemêrg Barosu
* Riha Barosu
* Wan Barosu
* Şirnex Barosu
* İHD
* ÖHD
* Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı
* TİHV